Examples of using Yerde değil in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Cesedi düştüğü yerde değil.
Ama yemek saatinde beni Olacağın yerde değil.
Tekne bıraktığım yerde değil.
Söz verdiği yerde değil.
Olması gereken yerde değil.
Sorun gittiğimiz yerde değil.
Ancak, aradığın yerde değil.
Ama yavru bıraktığı yerde değil.
Bu mankenlerin hiçbiri, olması gerektiği yerde değil.
Tom ona beklemesini söylediğim yerde değil.
En azından… olması gereken yerde değil.
Tomun arabası, park ettiği yerde değil.
Ira, Yerli adı değil, En azından benim geldiğim yerde değil.
Durduğum yerde değil.
Yerde değil.
Bıraktığım yerde değil.- Temizlikçinin aldığını da hiç sanmıyorum.
Kafası hiç kendi olduğu yerde değil. Hmm?
Kafası hiç kendi olduğu yerde değil. Hmm?
İndiği yerde değil.
Her yerde değil. Sinirleri yatıştırmak için zindana benzeyen sessiz bodrum gibisi yoktur.