YETKI in English translation

in charge
sorumlu
yetkili
başında
sorumluluk
görevli
komuta
görevlendirdi
authority
otorite
yetki
delil
authorization
yetki
onay
izni
izin
power
güç
elektrik
enerji
gücün
güçlü
iktidar
güce
clearance
yetki
izni
izin
geçiş
erişiminizi
tasfiye
giriş
jurisdiction
yetki
yargı
bölge
yetki alanında
yargılama
warrant
emir
yetki
izni
izin
fermanını
authorisation
yetki
izni
izin
authorize
yetki
izin
onay
verildi
onayla
bir otorizasyon
access
erişim
girmek
ulaşmak
yetki
giriş
eriş
ulaşım
geçiş
izni
erisimi

Examples of using Yetki in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ona yetki verdin.
You gave him access.
Yetki kodu kırmızı-beta.
Authorisation code red-beta.
Yetki kontrolü istiyorum, ilk adı Gabrielle. Kımıldama!
Need a clearance check on a first name"Gabrielle"… Hey, don't move!
Yetki bende olsaydı en azından pişmanlığım olmazdı.
Have no regrets. If I was in charge, I would at least.
Açıkçası, kullanıcılar hizmet şartlarını kabul ettikleri zaman Chumhuma tam yetki iznini veriyorlar.
Actually, users authorize Chumhum total access when they agree to the terms of service.
Mike, Tango, Lima, Alpha, 139259. Yetki numarası?
Name?- Authorization number?- Mike, Tango, Lima, Alpha?
Yetki kodu Alfa, Altı, Delta Charlie Niner.
Authentication code Alpha Six Delta Charlie Niner.
İşte yetki kodu. Güzel.
Good. Here is the authorisation code.
Araştırmada tam yetki… İngiliz Amerikan ortaklığında bir görev gücü.
Full access to the investigation, joint task force, Anglo-American partnership.
Yetki. Sağol. Viva Las Meksika.
Jurisdiction. Viva Las Mexico… Thanks.
Seviye yetki uydurmak için baş ajanın kimliğini kullandı. 8.
She used the lead agent's credentials to fake a Level 8 clearance.
Ben yokken yetki Bir Numaram, Teğmen Tillyde olacak.
While I'm gone, my Number One, Ensign Tilly, will be in charge.
Onlar bize bir yetki verdiler.
They gave us a mandate.
Sen değil ekran testi yetki kadar.
Not until you authorize the screen test.
Mike, Tango, Lima, Alpha, 139259. Yetki numarası?
Authorization number?- Mike, Tango, Lima, Alpha,- Name?
Kimlik kodlarını kilitleyip kişisel yetki kodlarını geçersiz kılmaktan başka şans bırakmıyorlar.
Which leaves me no choice but to lock out their IDCs and invalidate their personal authentication codes.
Ancak öldürülmesi için tüm yetki verilmişti.'' ifadelerini kullandı.
It was authorised to use"all necessary means" to enforce the mandate.
Her türlü yetki bende var kanka.
Dude, I have all the authorisation I ever need.
Araştırmada tam yetki… İngiliz Amerikan ortaklığında bir görev gücü.
Joint task force, Anglo-American partnership. Full access to the investigation.
Yetki. Viva Las Meksika. Sağol.
Jurisdiction. Viva Las Mexico… Thanks.
Results: 1179, Time: 0.0531

Top dictionary queries

Turkish - English