Examples of using Zorunda değildim in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
İnternet üzerinden çalışmaya başladığımda hiç bir yere gitmek zorunda değildim.
Buraya gelmek zorunda değildim.
Oraya gitmek zorunda değildim.
Bu kahrolası trene dönmek zorunda değildim.
Bunu yapmak zorunda değildim.
O rüyayı bir daha görmek zorunda değildim ve görmedim.
Ben olmak zorunda değildim.
Ve artık hislerimden korkmak zorunda değildim.
Ben dansçı veya model olmak zorunda değildim.
Kurallar ve görgü konusunda endişelenmek zorunda değildim.
Pekâlâ, ona para vermek ya da onu öldürmek zorunda değildim.
Sana söylemek zorunda değildim.
O otele gidip seni beklemek zorunda değildim… ama bekledim.
Benim için seçildi. Zorunda değildim.
Benim için seçildi. Zorunda değildim.
Bir temsilcimiz vardı ve kitap raporumu yapmak zorunda değildim!
Doğum günüm geldi ve ben eski dileğimi tutmak zorunda değildim.
Onunla evlenmek zorunda değildim.
Öyle bir şey yapmak zorunda değildim!
İşim çöp atanların arkasından temizlemekti ve kimseyle konuşmak zorunda değildim.