ДАР - превод на Турски

• bir hediye
• bir armağan
• dar
• bir yetenek
• bir lütuf
• bir adak
• bir nimet
• bir lütfü
• bir hediyedir
• bir armağanı
• bir hediyesi
• bir armağandır
• bir lütfu
• bir yeteneğin
• bir hediyeydi
• bir armağansın
• darı
• bir yeteneği
• bir yeteneğim

Примери за използване на Дар на Български и техните преводи на Турски

Дар се притесняваше, че е излъгала баща си през първите 9 часа на полета.
Dar babasına yalan söylediği için uçuşun ilk 9 saati endişeliydi.

И всичкото това дойде като дар за света от суфиските учители.
Bu, dünyaya bir armağan olarak Sufi öğretmenlerden ve ustalardan geldi.

Специален дар.
Özel bir adak.

Геотермалната енергия е велик дар на тази планета.
Jeotermal enerji bu gezegen için büyük bir nimet.

Дошли сме да почетем богинята и… да й поднесем дар.
Biz Tanrıçayı onurlandırmaya geldik ve… bir hediye sunmaya.

Дар като нейния може да промени всичко.
Onun gibi bir yetenek her şeyi değiştirebilir.

Това е дар.
Bu bir lütuf.

Че тя е дар от бога.
Tanrının bir lütfü olduğunu.

Дар, зная, че ти си този, който поема всички рискове.
Dar, orada bütün riski üzerine alanın sen olduğunu biliyorum.

Те всички пазят място в сърцето си за вас. и това е дар.
Hepinizle gönül bağları var ve bu bir armağan.

Цветята са дар за богинята на реките.
Çiçekler, Su Tanrıçası için bir adak.

Пилатис" е свещен дар, който ние майките си позволяваме.
Bu dersler, biz annelerin kendine verdiği kutsal bir hediye.

Паметта е дар.
Hafıza bir hediyedir.- Mmm.

Това е истински дар, г-н Грос.
Bu gerçek bir yetenek Bay Grosse.

Тези дробове са дар, ако го пропилееш.
Bu akciğerler bir lütuf. İsraf edecekseniz.

Тозауа побеждават Ноам Дар и Невил.
takım maçında Noam Dar ve Nevilleı yendi.

Доктор Вогъл казва че психопатите не са грешка. на природата, те са дар.
Doktor Vogel, psikopatların doğadaki bir kusur olmadığını bir armağan olduğunu söyledi.

Племето на Джисани, вярвали че белия лъв е дар от предците.
Gisaninin insanları, beyaz aslanın atalarından bir hediye olduğuna inanıyorlardı.

Цялата тази красота е дар от Бога.
Tüm bu güzellik, Tanrının bir lütfü.

Дългият живот за мен изобщо не е дар от Бога, а наказание".
Uzun yaşam bana tanrının bir armağanı değil cezası.”.