INANMIŞ - превод на Български

вярва
inanıyorum
güveniyorum
i̇nanıyorum
ben inanıyorum
ben güveniyorum
inanırım
buna inanıyorum
inancım
вярват
inanıyorum
güveniyorum
i̇nanıyorum
ben inanıyorum
ben güveniyorum
inanırım
buna inanıyorum
inancım
вярвате
inanıyorum
güveniyorum
i̇nanıyorum
ben inanıyorum
ben güveniyorum
inanırım
buna inanıyorum
inancım
вярвам
inanıyorum
güveniyorum
i̇nanıyorum
ben inanıyorum
ben güveniyorum
inanırım
buna inanıyorum
inancım
е убеден че
са вярващи
и
ve
de
da
ayrıca
edip
peki
bile

Примери за използване на Inanmış на Турски и техните преводи на Български

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Bana inanmış mıydın?
Вярвал си ми?
O andan itibaren, herkes çocuğa inanmış.
От тогава, всеки вярвал на детето.
Ne, neden bana… inanmış gibi bakıyorsun?
Какво ме гледаш… сякаш не ми вярваш.
Derler ki,'' Aslında siz inanmış kimseler değildiniz.''.
Ще кажат[ съдружаваните]:“ Не, вие не вярвахте.
Dokuz yaşına kadar inanmış.
Вярвала до 9-годишна възраст.
Buna bütün kalbiyle inanmış.
Вярваше го с цялото си сърце.
CIA müfettişi albaya inanmış.
Агентът платец вярваше на полковника.
Bu da inanmış ve âlim insanların mevcudiyetiyle olacak bir şeydir.
Това ни казва нещо за живота и вярата на тези вярващи.
Bunlar, inanmış insanlar değiller.
Тези не са вярващи.
Bana inanmış görünüyorlardı.
Изглежда ми повярваха.
İyice inanmış Avrupalılar bütün Yahudileri öldürmek istiyormuş.
Убедена е, че… Европейците искат да убият всички евреи.
Bana inanmış olsaydın.
Само да ми беше повярвал.
Bunlar inanmış değillerdir.
Тези не са вярващи.
Spike da ona inanmış ve bunları yerine getirmiş.
Спайк, му повярвал, и свикнал с това.
Onlar, ayetlerimize inanmış ve müslüman olmuş( kullarım) idiler.
Които повярвахте в Нашите знамения и бяхте мюсюлмани-.
Eğer Kitap ehli, inanmış olsaydı, elbette kendileri için iyi olurdu.
А ако и хората на Писанието бяха повярвали, щеше да е най-хубаво за тях.
Sizin inandığınız gibi inanmış olsalar, doğru yolu bulmuş olurlar.
И ако бяха повярвали в същото, в което и вие повярвахте, щяха да се напътят.
Athena ona inanmış, bu yüzden Valanın peşinde.
Атина й повярвала, ето защо преследва Вала.
Ona inanmış gibi görünmedin.
Ти май не му повярва.
Rudy ve Paulun kuzen oldukları hikayesine inanmış mıydın?
Повярвахте ли на историята на Руди и Пол, че са братовчеди?
Резултати: 97, Време: 0.1008

Най-популярните речникови заявки

Турски - Български