Примери за използване на Oturduğu на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Kim olduğunu ve oturduğu yeri biliyoruz.
Biz, ben bütün bu büro bir korkağın kokusunu oturduğu yerde alabilir.
ehliyetinde 34. caddede oturduğu yazıyor.
Bana göre, araba içinde birinin oturduğu büyük metal bir kutudan ibaret.
Orası Catherinein oturduğu yer.
Jones radyoya yakın oturduğu için şanslıyız.
Piyanoya oturduğu zaman hep işlenirdik.
Oturduğu şey boncuklu araba koltuğu mu başka şey mi?
Curtisin birlikte oturduğu adamı gördün mü?
Herkes lütfen oturduğu yeri bulabilir mi?
Onun oturduğu yere oturuyorsun.
Beni oturduğu yere götürür müsün?
Adam insanların oturduğu yerde uyuyor.
Seksi kızların oturduğu yerleri işaretlemek için kullandım.
Eski aşkların denizlerde oturduğu.
Oysa ben oturuyorum oturduğu yerde.
Kardeşinizle de bir süredir tanışıyorum eşiyle burada oturduğu zamanlardan.
Yavaşça oturdu her zaman oturduğu yere.
Aslında, şimdi babanın tam oturduğu yere oturuyorum.
Jimmy Cusackın öldürüldüğünde oturduğu sandalyeyle aynı türden.