Примери за използване на Sordu на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Sadece bir kaç saat önce polis memuru kadın da bana aynı soruyu sordu.
Bana çok absürt sorular sordu.
Hiçbiri sana direk olarak benle ilgili bir şey sordu mu?
Sen yemekteyken biri seni sordu.
Kraliçe Isabella buna gücendi ve danışmanlarına o kadar kuvvetsiz miyim diye sordu.
Şef sordu:'' Atı hanginiz çaldı?''.
Jason Baldwin aradı. Onunla Batı Memphise gidip gidemeyeceğimi sordu.
Peki polis size ne gibi sorular sordu?
Sayın Başbakanın acaba ruh hali nedir?” diye sordu.
Hans sana bir şeyler gizleyip gizlemediğini sordu mu?
Polislerden biri sonunda seni sordu.
Albay Rudnell bazı kumaş örnekleri göstermek için sizi sordu.
Heather iki saat ofisteydi bugün ve bana birtakım kişisel sorular sordu.
Bana kimin bunlar diye sordu, ben de benim dedim.
Küçük imparator bayan Niiye sordu:'' Beni nereye götürüyorsun?''.
Sana ne sordu?
Benim yanımda oturdu ve bana bir sürü soru sordu.
Belki Jeff ona kirli çamaşırların ne olduğunu sordu, böylece babasına karşı kullanabilirdi.
Muhtemelen doğru soruyu yanlış kişiye sordu.
Barney, April yarın maçta onun için bir gol atıp atamayacağını sordu.