IT WON'T DO - Turkce'ya çeviri

• işe
• yapmayacak
• bu iş
• edecek öyle değil

It won't do Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Here it is, but it won't do you any good in that back seat.
İşte burada ama arka tarafta pek bir işine yaramaz.

The Chamberlain's in danger now. It won't do.
Şu an defterdarın başı dertte. Böyle olmayacak.

It won't do you any good after they hang you.
Seni astıktan sonra pek işine yaramayacak.

It won't do you any good.
Kes sesini, bu işe yaramaz.

I can revoke the card, but it won't do you much good.
Kartı iptal edebilirim ama pek işinize yaramaz.

It won't do anything to me.
Bana birşey yapmaz.

I got it at the secondhand store that has all of this really cute… Well, it won't do.
Peki, yapmayacak. bunların hepsi gerçekten sevimli… İkinci mağazada buldum.

Yeah, well it will keep us safe, but it won't do much for them.
Evet, bizi güvende tutacak, ama onlar için fazla bir şey yapmayacak.

It's just a raw ingredient, so it won't do anything permanent… probably.
O sadece bir çiğ bileşen, yani kalıcı bir şey yapmayacaktır… sanırım.

Or a lake of it won't do us any good. But we would best start!
Ama hemen gidelim yoksa bir göl dolusu su da olsa işimize yaramayacak!

It won't do!
Bunu yapmayacağım!

It will not do.
Olmaz. Yapmayacağım.

It won't do! It won't do!
Bunu yapmayacağım! Bunu yapmayacağım!

It won't do.
Bu şekilde olmaz.

It won't do.
Bu yeterli olmaz.

It won't do.
Bu olmayacak.

But it won't do.
Fakat bu olmaz.

No. It won't do.
Olmaz. Mümkün değil.

Then it won't do.
O zaman olmaz.

It won't do nothing.
Bu pislikler bana bir şey yapamaz.