WON'T MAKE - Turkce'ya çeviri

[wəʊnt meik]
[wəʊnt meik]
yapmaz
to do
to make
to have
to build
sağlamaz
to make
to provide
to ensure
to get
to keep
to maintain
to allow
to secure
to help
enabling
daha
more
another
yet
much
just
one more
again
have
never
even
kılmaz
to make
yapmayacak
to do
to make
to have
to build
yapmazlar
to do
to make
to have
to build
yapmayacağım
to do
to make
to have
to build
mecbur etmem
to force
döktürmeyecek
hazırlamayan
to prepare
to make
ready
to prep
drafting
setting up
preparation
to get
to concoct

Won't make Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
The general won't make a peace agreement without a plan. For goodness' sake.
General plan olmadan barış antlaşması yapmaz. Tanrı aşkına.
It won't make a difference to me.
Bu bende bir değişiklik yapmayacak.
Won't make any wrong moves.
Yanlış bir hareket yapmazlar.
I won't make a video for you.
Senin için video yapmayacağım.
Maybe. But trying not to be autistic won't make you better.
Olabilir. Ama otistik olmamaya çalışmak seni daha iyi yapmaz.
Won't make us even. Letting me die.
Ölmeme izin vermen… ödeşmemizi sağlamaz.
No, he won't make it tonight.
Hayır, bu gece onu yapmayacak.
Because the Regents won't make me caretaker if they find out.
Çünkü Vekiller ne olduğunu bulurlarsa beni bakıcı yapmazlar.
I won't make dinner for you.
Senin için öğle yemeği yapmayacağım.
They won't make me a partner.
Ama onlar beni ortak yapmayacak.
Tom won't make it on time.
Tom bunu zamanında yapmayacak.
Tom won't make it in time.
Tom onu zamanında yapmayacak.
The government won't make the trade.
Hükümet takas yapmayacak.
It won't make you any faster. Yes.
Evet. Bu seni daha hızlı yapmayacak.
Yes. It won't make you any faster.
Evet. Bu seni daha hızlı yapmayacak.
No. The government won't make the trade.
Hayır. Hükümet takas yapmayacak.
She won't make it.
O onu yapmayacak.
Killing that bear won't make you a man.
O ayıyı öldürmek, seni yetişkin yapmayacak.
Won't make you a man. Killing that bear.
O ayıyı öldürmek, seni yetişkin yapmayacak.
Killing the bear won't make you a man.
O ayıyı öldürmek, seni yetişkin yapmayacak.
Sonuçlar: 151, Zaman: 0.0793

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Ingilizce - Turkce