FARK ETTIĞINDE - Almanca'ya çeviri

• erkennt
• er merkt
• begriff

Fark ettiğinde Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Derek ONeal telefonunu işyerinde bıraktığını fark ettiğinde arkadaşlarıyla dışarıdaymış.
Derek O'Neal war mit Freunden aus, als er merkte, er vergaß sein Handy im Büro.

Senin gittiğini fark ettiğinde bize ne olacak?
Was werden Sie entdecken, wenn, dass Sie laufen?

Peki, senin gittiğini fark ettiğinde bize ne olacak?
Was passiert mit uns, wenn er merkt, dass du weg bist?

Bütün ikinci eşlerin böyle görünmediğini fark ettiğinde Merleün kalbi kırılacak.
Ihn, wenn er erkennt, dass nicht jede zweite Frau so aussieht.

Donnanın hikayesi, öğrencilerinden birinin, Troy Volkun birazcık bağımsız davrandığını fark ettiğinde başladı.
Donnas Geschichte begann, als sie bemerkte, dass einer ihrer Schüler, Troy Volk, sich ein wenig distanzierte.

Cook, ağın nerede bozulduğunu fark ettiğinde, artık karteli memnuniyet etmek için fazla geç olmuş olacaktır….
Als The Cook erkennt, wo das Netzwerk zusammenbricht, könnte es schon zu spät sein, um das Kartell zufriedenzustellen.

Aksini fark ettiğinde, boşanmış olacaksınız,
Wenn er merkt, dass das nicht so ist,

Bayan Harding, elmanın patlamayacağını fark ettiğinde,… sakinleşti ve yıllardır yapmadığı bir şekilde,… öğretmeye geri döndü.
Als Mrs. Harding begriff, dass der Apfel nicht explodieren würde… konnte sie zum ersten Mal wieder zum Unterrichten zurückkehren.

Georgia. 1964 Hikaye belki de Amerikada ordu… yeni tür bir savaşa girmek üzere olduğunu ilk fark ettiğinde başlar.
GEORGIA, 1964 Es beginnt vielleicht in Amerika, als die Armee begriff, dass eine neue Art von Krieg begann.

Ebeveynler gizliliği açığa çıkarmanın dezavantajlarını fark ettiğinde, izleme yapmaya
Wenn die Eltern Nachteile der Offenlegung der Privatsphäre erkennen, neigen sie dazu, zu überwachen

Perdeleme cihazını geri aldığımızı fark ettiğinde Bashirin yüzünün alacağı ifadeyi görmek istiyorum.
Ich würde zu gern Bashirs Gesicht sehen, wenn er merkt, dass wir uns die Tarnvorrichtung zurückgeholt haben.

Yok. Tom Keen, iş detaylarımı onunla paylaşmayacağımı fark ettiğinde… teslim olmak için ısrar ederek bilgi toplayabilmek amacıyla… bu tesise girme imkanı buldu.
Als Tom Keen merkte, dass ich Details meiner Arbeit nicht teilen würde… um in dieses Gebäude zu gelangen und Daten zu sammeln. beharrte er darauf, sich mir zu ergeben.

Ama ben o değilim, ve bunu fark ettiğinde hayal kırıklığına uğramaktan başka bir şey olmayacak.
Aber ich bin nicht sie, und wenn du das merkst, werde ich dich nur noch enttäuschen.

Nemus, yani müşteri kayıp parayı fark ettiğinde.
wollte er das Doppelte zurück, Als Nemus, der Kunde, entdeckt hat, dass Geld fehlt.

hakkında hiçbir şey düşünmemişti. karanlık lekeleri fark ettiğinde, Evet, Gibbs, Tuppermanın ayakkabılarındaki.
Gibbs die dunklen Flecken an Tuppermans Schuhen bemerkte, dachte er sich nichts dabei, bis Lyle hier.

Çatışmaları, Phillip, Timothy ona yardım etmeye çalıştığını fark ettiğinde çözülür ve ikisi dost olur.
Ihre Konflikte sind gelöst, wenn Phillip realisiert Timothy versucht, ihm zu helfen, und die beiden Freunde werden.

Ve fark ettim ki o da bana aynı şekilde bakıyordu.
Und ich bemerkte, dass sie mich genauso ansah.

Fark ettim.
Habe ich bemerkt.

Fark ettim ki buraya geldiğin zaman daima bunu okuyorsun.
Du liest immer darin, wenn du hier bist, ist mir aufgefallen.

Hiç fark etmez.
Es macht doch keinen Unterschied.