Gitmek zorunda Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Her ay lazer için gitmek zorunda değilsin.
Partnerim gitmek zorunda.
Bir tekne yarışı Şampiyonası ve sen bir rakip bir kazanan gitmek zorunda olduğunu.
Hank gitmek zorunda.
Her gün işe gitmek zorunda olmanın sebebini sor.
Okula ilk başladıklarında tek başına gitmek zorunda kalan onlardır.
Babam gitmek zorunda.
Marco gitmek zorunda. Sonra ne zaman?
Sadece uzun yoldan gitmek zorunda kalıyorum artık.
Ancak, Merkel, görüşmelerde bu konuda gitmek zorunda olmadan odaklanma belirli bir sonucu.
Cujo gitmek zorunda!
Sen üzgünsün ama gitmek zorunda olan benim.
Özel bir üniversiteye gitmek zorunda kalan bu twink, FRESHMAN yılı için yardım istiyor mu?
Gerçekten gitmek zorunda kalana kadar.
O gitmek zorunda. Kızın.
Bir gün gitmek zorunda kalırsak ama.
Annen gitmek zorunda.
Orada daha fazla gece kalmak istiyorum, ama biz zaten eve gitmek zorunda kalmışlardır.
Bu sahtekarlık gitmek zorunda, bu ilk şey.
Oblivion- Vicka, Jacke Julianın gitmek zorunda olduğunu söylüyor. Konu.