A REFLECTION in Turkish translation

[ə ri'flekʃn]
[ə ri'flekʃn]
aynası
mirror
looking glass
bir yansımasıyım
a reflection
a projection of
bir yansımasıdır
bir yansımaya

Examples of using A reflection in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I'm enhancing a reflection from the car window.
Araba camındaki bir yansımayı çıkartıyorum.
I'm enhancing a reflection from the car window.
Raba camındaki bir yansımayı netleştiriyorum.
So I started writing a reflection statement.
Böylece bir yansıtıcı bir ifade yazmaya başladım.
I will show you a reflection of your life.
Hayatının bir yansımasını göstereceğim sana.
A reflection of his grief, perhaps, his loss.
Belki de kaybından doğan kederin bir yansımasıydı.
Just a reflection, I guess.
Sadece bir yansıma.
A reflection, a flash.
Bir yansıma, flaş.
And not a reflection of the human condition?
İnsanların bir yansıması değil mi bu?
You catch a reflection or something?
Bir yansıma falan mı yakaladın?
A reflection, like an echo.
Echo gibi bir yansıma.
I needed a reflection.
Bir yansıma istedim.
Imagine two transformations take place at the same point, a translation and a reflection.
Farz edin ki öteleme ve yansıma dönüşümlerinin ikisi de aynı noktadan geçiyor.
I saw a reflection in the window.
Pencerede bir yansıma gördüm.
It's not a reflection of you, Sonny.
Bu senin yansıman değil, Sonny.
But… it's moving like a reflection.
Ama bir yansıma gibi hareket ediyor.
It's not a reflection on your capabilities, Ensign.
Bu senin yeteneklerini yansıtan bir şey değil, Teğmen.
Just a reflection.
Sadece bir yansıma.
Is that a reflection?
Yansıma mı?
There's a reflection!
Yansıma var da!
How about a reflection?
Peki yansımaya ne dersin?
Results: 224, Time: 0.0473

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish