Examples of using Can't be a coincidence in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Can't be a coincidence.
Bu rastlantı olamaz.That can't be a coincidence.
Bu rastlanti olamaz.Three times can't be a coincidence.
Üçü de tesadüf olamaz.Can't be a coincidence, can it?
Tesadüf olamaz değil mi?This can't be a coincidence!
Bu bir rastlantı olamaz.Poison gas can't be a coincidence.
This can't be a coincidence. Yeah. But still.
Evet. bu bir tesadüf olamaz. Ama yine de.Yeah. But still… this can't be a coincidence.
Evet. bu bir tesadüf olamaz. Ama yine de.But still… Yeah. this can't be a coincidence.
Evet. bu bir tesadüf olamaz. Ama yine de.This can't be a coincidence. But still… Yeah.
Evet. bu bir tesadüf olamaz. Ama yine de.The timing can't be a coincidence.
Zamanlaması bir tesadüf olamaz.That's her favorite. I mean, that can't be a coincidence.
Bu bir tesadüf olamaz. En sevdiği.Can't be a coincidence.
Bir tesadüf olamaz!It can't be a coincidence.
Böyle tesadüf olmaz.So, you're thinking, it can't be a coincidence.
Olamayacağını düşünüyorsun. Yani, bunun bir rastlantı.That can't be a coincidence.
Bu kadarı tesadüf olmaz.That can't be a coincidence.
Bunun tesadüf olmasına imkan yok.It can't be a coincidence.
Bu bir rastlantı olamaz.Can't be a coincidence that you're working for RyneLab now.
Şimdi RyneLab için çalışman bir tesadüf olamaz.See, Pippa, I found a coincidence… that can't be a coincidence.
Bak, Pippa, 
