COMPARABLE in Turkish translation

['kɒmpərəbl]
['kɒmpərəbl]
benzer
similar
same
alike
identical
kind
akin
kindred
analogous
comparable
looks like
karşılaştırılabilir
against
versus
towards
opposite
counter
fight
oppose
dengi
equal
match
equivalent
run
hit
comparable
stumble
balanced
kıyaslanabilir
compares
comparison
denk
equal
match
equivalent
run
hit
comparable
stumble
balanced

Examples of using Comparable in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
The elasticity's comparable to human skin.
Esnekliği insan derisininkiyle benzer.
The ensuing chain reaction could set off an explosion comparable to a gigantic atomic bomb.
Sonraki zincirleme reaksiyon ise devasa bir atom bombasına denk bir patlamaya yol açabilirdi.
They have a brain capacity comparable to dolphins.
Beyin kapasiteleri yunuslarınkine benzer.
And there is nothing comparable to Him.”.
Hiçbir şey Ona denk değildir.
The cost of a"reload" was typically half of a comparable single use motor.
Tekrar doldurmanın'' maliyeti karşılaştırıldığında genellikle tek kullanımlık motorun yarısı kadardır.
These are not comparable issues.
Bunlar karşılaştırılacak konular değil.
I can find no comparable data for analysis.
Analiz için karşılaştırabilecek veri bulamıyorum.
In the case of Mars, there's no comparable rain to wash the dust out.
Marsta ise tozu yıkamak için karşılaştırılacak bir yağmur söz konusu değildir.
reliable and comparable data between countries.
güvenilir ve kıyaslanabilir veriler elde etmektedir.
Okay… what about comparable distance?
There are no animals comparable to these in all Judea.
Yahudiyede bunlarla yarışabilecek başka hayvan bulamazsın.
And oversaw projects with budgets comparable to Hollywood blockbusters.
Hollywood bütçeleri ile kıyaslanacak büyük projeleri denetliyorum.
Later on we will try with a drug comparable to amphetamines.
Daha sonra amfetamine benzeyen bir ilaç deneyeceğiz.
Through photography, we try to arrange these shapes and render them comparable.
Mommsen bu şekilde karşılaştırmaları ve kendi düşüncelerini vermiştir.
Comparable to Faiyumi.
Faiyumi ile kıyaslanabilir.
I really need more comparable data, Jane.
Kıyaslayacak daha çok bilgiye ihtiyacım var, Jane.
Percent. Comparable restaurant sales increased by 4.
Oranında artış gösterdi. Muadilimiz restoranlar ise% 4.
OK. So. Bring up the depth over here… comparable to this?
Burada biraz daha derinlik ver şuna kıyasla, tamam mı?
And none is comparable to Him.”.
O na bir denk de olmadı.
TUC crackers are salted octagonal golden-yellow snacks comparable in taste to Ritz crackers.
TUC, tadı Ritz krakerlerle karşılaştırılabilir sekizgen altın-sarı atıştırmalık krakerlerdir.
Results: 124, Time: 0.0622

Top dictionary queries

English - Turkish