CROSS-BORDER in Turkish translation

sınır ötesi

Examples of using Cross-border in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
The operations were carried out in co-ordination with SECI Centre for Combating Cross-border Crime," Pavlovski said."Mediation and financial support of the SECI Centre allowed organisation of the return of victims who were repatriated to their home countries,
Operasyonlar SECI Sınır Ötesi Suçla Mücadele Merkezi ile işbirliği içerisinde yürütüldü,'' diyen Pavlovski şöyle devam etti:'' SECI Merkezinin arabuluculuk ve mali desteği sayesinde,
their response," International Strategic Research Institution Director Sedat Laciner warned."They aim at pushing Turkey into a cross-border operation into northern Iraq and a wider conflict with the Kurdish groups.
şeklinde uyararak şöyle devam etti:'' Bunların amacı Türkiyeyi kuzey Iraka sınır ötesi harekata ve Kürt gruplarıyla daha geniş çaplı bir çatışmaya itmektir.
Slovak Karst cross-border cave network that continues into the(Aggtelek National Park) in Hungary.
Slovak Karst sınır ötesi mağara ağının en önemli bölümünü oluşturmaktadır.
Cross-border task…!
Sınır Ötesi Görev!
Cross-border task…!
Sınır Ötesi Görev… Özel Ajan!
Cross-border task force.
Sınır Ötesi Görev Gücü.
Cross-border, and ongoing.
Sınır ötesi, ve seri.
Cross-border task…! Special deputy!
Sınır Ötesi Görev… Özel Ajan!
EU fund promotes cross-border co-operation.
AB fonu sınır ötesi işbirliğini destekliyor.
We will do a cross-border operation.
Sınır ötesi operasyon yapacağız.
Bulgaria, Greece Inaugurate Cross-border Bridge.
Bulgaristan ile Yunanistan Arasındaki Sınır Köprüsü Resmen Açıldı.
We will make a cross-border operation.
Sınır ötesi operasyon yapacağız.
Cross-border task… Special deputy!
Özel Ajan! Sınır Ötesi Görev!
I worked cross-border trafficking in Texas.
Teksasta sınır ötesi ticaretinde çalıştım.
We, uh, specialize in cross-border crime.
Biz, ımm, sınır ötesi suçlarda uzmanız.
A cross-border operation requires approval by Parliament.
Sınır ötesi harekât için meclis onayı gerekiyor.
Daily cross-border shopping in BiH boosts local economy.
BHdeki günlük sınır ötesi alışveriş yerel ekonomiyi canlandırıyor.
Turkish bloggers chime in on cross-border operations against PKK.
Türk blogcular terör örgütü PKKya karşı sınır ötesi harekâtla ilgili konuşuyorlar.
Cross-border crime can't be fought without such co-operation.
Bu tür bir işbirliği olmadan sınır ötesi suçla mücadele edilemez.
The remaining 30m euros will underpin cross-border co-operation initiatives.
Kalan 30 milyon avro ise sınır ötesi işbirliği çalışmaları için kullanılacak.
Results: 216, Time: 0.0397

Top dictionary queries

English - Turkish