DIFFERENCES in Turkish translation

['difrənsiz]
['difrənsiz]
farklılıklar
difference
notice
realize
matter
different
know
spot
recognize
realise
distinction
ayrılıkları
separation
breakup
break-up
parting
secession
farklılıkları
difference
notice
realize
matter
different
know
spot
recognize
realise
distinction
farklılıklarımız
difference
notice
realize
matter
different
know
spot
recognize
realise
distinction
farklılıklarımızı
difference
notice
realize
matter
different
know
spot
recognize
realise
distinction
ayrılığa
separation
breakup
break-up
parting
secession

Examples of using Differences in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Our ideological differences, my public profile, your job.
İdeolojik farklarımız, benim kamu profilim, senin işin.
We lived in a world were differences weren't allowed.
Farklılığın yasak olduğu bir dünyada yaşıyorduk.
Our differences were very public.
Farklılığımız bayağı açıktı.
And whatever your differences, they pale beside those you both have with the rebels.
Farklılıklarınız ne olursa olsun isyancılar ikinizin yanında sönük kalıyor.
Given these differences, are you sure this will work?
Bu farklılıklarla, aletin çalışacağından emin misin?
Don't allow yourselves to continue using violence to resolve your differences.
Farklılıklarınızı, çözüme kavuşturmak için şiddet uygulamaya devam etmeyin.
Nor can I deny despite our differences that I remain your son.
Aramızdaki farklara rağmen daha fazla inkar edemem. Senin oğlun olarak kalacağım.
Yeah, whatever happened to"put your differences aside"?
Evet, peki'' farklılıklarınızı bir kenara koyuna'' ne oldu?
Erdogan suggested"meeting directly" to overcome differences.
Erdoğan, görüş farklılıklarının üstesinden gelmek üzere'' doğrudan görüşme'' önerisinde bulundu.
I will ask that you put aside your personal differences.
Sizden kişisel farklılıklarınızı bir kenara bırakmanızı isteyeceğim.
We have had our differences, but something drastic like this?
Farklılığımız var ama bu kadar da etkili olunmaz ki?
He stresses there is no problem with ethnic differences within the unit at all.
Hibiç, birimde etnik farklılıklardan kaynaklanan hiçbir sorun yaşamadıklarının altını çiziyor.
Despite our cultural differences, I think you and I could be good friends.
Kültürel farklılıklarımıza rağmen iyi arkadaş olacağız bence.
We understand the elevation differences.
Yükseklik farklarını anlayabiliyoruz.
I'm glad you're here, in spite of all our differences.
Tüm farklılıklarımıza rağmen burada olduğun için çok mutluyum.
The differences in flora could be a result,
Ancak flora farkını alerjilerin bir nedeni
Despite our differences, I believe great strides.
Farklılıklarımıza rağmen bugün büyük adımların atıldığına inanıyorum.
We respect our differences, but we're all the same.
Farklılıklarımıza saygı duyuyoruz, ama hepimiz eşitiz.
Can I show you the differences?
Farklarını anlatayım mı?
Where differences weren't allowed. Please! We lived in a world!
Farklılığın yasak olduğu bir dünyada yaşıyorduk. Lütfen!
Results: 2012, Time: 0.0659

Top dictionary queries

English - Turkish