DIFFERENT TIME in Turkish translation

['difrənt taim]
['difrənt taim]
başka bir zamanda
another time
other time when
other time then
farklı bir dönem
farklı bir zamandan
farklı bir zamanda
başka bir zaman
another time
other time when
other time then
zamandan başka bir zamana
time , then

Examples of using Different time in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
We're just living in a different time.
Artık farklı bir zamanda yaşıyoruz.
The last time you said that, somebody ended up in a different time zone.
Sen, dedi son kez biri farklı bir zaman diliminde sona erdi.
A different time and I may well have offered you a job.
Başka bir zaman olsa, size iş bile teklif edebilirim.
I'm 74 and I come from a different time.
Ben de farklı bir zamandan geliyorum.
We live in a different time now.
Artık farklı bir zamanda yaşıyoruz.
She comes from a different time.
Sadece farklı bir zamandan.
We live in a different time.
Artık farklı bir zamanda yaşıyoruz.
I'm 74 and I come from a different time.
Ben de 74. Ben de farklı bir zamandan geliyorum.
What we have to realize… is that Hester lived in an entirely different time.
Anlamamız gereken şey… Hesterın tamamen farklı bir zamanda yaşamış olduğu.
She comes from a different time. She's 82.
Yaşı 82. Sadece farklı bir zamandan.
I just wish I could raise Victoria in a different time, you know, one without drugs.
Keşke Victoriayı farklı bir dönemde yetiştirseydim. Uyuşturucusuz bir dönemde..
A different king. A different time.
Farklı bir dönemdi. Farklı bir kraldı.
A different time. A different king.
Farklı bir dönemdi. Farklı bir kraldı.
This is a much different time, and we're all at war.
Çok farklı bir zamana gideceksiniz, dünya savaşta.
And a world at war. This is a much different time.
Çok farklı bir zamana gideceksiniz, dünya savaşta.
But, well, now…. Now's a different time for me.
Ama şimdi, benim için çok farklı bir zamandayım.
It's me from a different time!
Yine benim ama farklı bir zamandayım.
Yeah. It just different time. feels like the whole.
Evet, sadece… sanki bu tamamen… farklı bir zamandaymış gibi geliyor.
He should come a different time.
Başka bir saatte gelsin.
However, they all use different time intervals.
Ancak, hepsi farklı sürelerde ölçüm almış.
Results: 158, Time: 0.3874

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish