DISAPPEARED WITHOUT A TRACE in Turkish translation

[ˌdisə'piəd wið'aʊt ə treis]
[ˌdisə'piəd wið'aʊt ə treis]
iz bırakmadan ortadan kayboldu
iz bırakmadan ortadan kaybolmaları
iz bırakmadan ortadan kaybolmasıdır
iz bırakmadan jason voorhees tamamen kayboldu

Examples of using Disappeared without a trace in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
And Maya? Disappeared without a trace.
The girl from the séance. Disappeared without a trace.
İz bırakmadan kaybolmuş. Seanstaki kız.
He disappeared without a trace.
O, bir iz bırakmadan gözden kayboldu.
He disappeared without a trace.
O hiçbir iz bırakmadan kayboldu.
All of them disappeared without a trace.
Hepsi de iz bırakmadan ortadan yok oluvermiş.
The sphere disappeared without a trace.
Küre, iz bırakmadan kayboldu.
I have got 22 people who have disappeared without a trace.
İz bırakmadan kaybolan 22 insanım var.
Four of the five disappeared without a trace.
Inden 4 tanesi hiçbir iz bırakmadan kaybolmuş.
On 9 April 1951 he again managed to escape and disappeared without a trace.
Yılında tekrar kaçtı ve bir iz bırakmadan kayboldu.
The second disappeared without a trace.
İkincisi ise ardında iz bırakmadan kayboldu.
His fourth wife disappeared without a trace.
Dördüncü eşi ardında hiç iz bırakmadan kayboldu.
The supervisor disappeared without a trace shortly after I gave the order.
Denetleyici talimat verildikten kısa bir süre sonra ortadan kayboldu, iz yok.
This mystery weapon has struck in a dozen systems, and disappeared without a trace.
Bu gizli silah bir düzine sisteme saldırdı ve hiç iz bırakmadan kayboldu.
And disappeared without a trace. This mystery weapon has struck in a dozen systems.
Bu gizli silah bir düzine sisteme saldırdı… ve hiç iz bırakmadan kayboldu.
But later that winter, they all disappeared without a trace.
Ama o kışın ilerleyen zamanlarda hepsi arkasında iz bırakmadan kaybolmuş.
Mouna Rudo disappeared without a trace.
Mouna Rudo peşinde tek iz bırakmadan kayboldu.
The body and the soul disappeared without a trace.
Hem beden hem de ruh iz bırakmadan yok oluyor.
And Maya? Disappeared without a trace.
Maya? Hiçbir iz bırakmadan kayboldu.
Princess Li Si disappeared without a trace.
Prenses Li Si, iz bırakmadan kayboldu.
Constanze Manziarly disappeared without a trace during her flight.
Constanze Manziarly… Berlinde uçuş sırasında iz bırakmadan kayboldu.
Results: 75, Time: 0.0479

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish