DOESN'T KILL YOU in Turkish translation

['dʌznt kil juː]
['dʌznt kil juː]
doesnt kill you
doesn't kill you
seni öldürmezse
seni öldürmese

Examples of using Doesn't kill you in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
That which doesn't kill you, makes you want to die.
Sizi öldürmeyen şey, ölme isteği uyandırır.
If she doesn't kill you, I will.
O sizi öldürmezse ben öldüreceğim.
They say what doesn't kill you only makes you stronger.
Sizi öldürmeyen şeyin insanı…''''… daha güçlü kıldığını söylerler.
What doesn't kill you makes you stronger.
Sizi öldürmeyen şey, sizi daha güçlü kılar.
Ladies and gentlemen, whatever doesn't kill you makes you smarter.
Bayanlar baylar, sizi öldürmeyen şey daha zeki yapar.
Footsteps even lighter what doesn't kill you makes a fighter.
Seni öldüremeyen seni savaşçı yapar.
No. That Which Doesn't Kill You Makes You Stronger.
Sizi öldürmeyen şey, sizi güçlü kılar.- Hayır.
That Which Doesn't Kill You Makes You Stronger.- No.
Sizi öldürmeyen şey, sizi güçlü kılar.- Hayır.
They say, whatever doesn't kill you.
Sizi öldürmeyen şey güçlendirir derler.
Assuming Mr. Lawton doesn't kill you first.
Tabii Bay Lawtonın önce sizi öldürmediğini varsayıyorum.
Even if this doesn't kill you, there's no going back from it.
Bu şey seni öldürmese bile, geri dönüşün olmayacak.
Papa, if I find a way for you to get rid of the power, a way that doesn't kill you or hurt me, would you do it?
Baba… Eğer gücünden kurtulman için bir yol bulursam… Seni öldürmeyen, bana da zarar vermeyen bir yol?
Then I suggest you think of this moment as the montage where you buckle down and take your job seriously so your boss doesn't kill you.
O zaman bu anı patronunun seni öldürmemesi için aptallığı kesip işini ciddiye almaya başladığın bir sahne olarak düşün.
If the bay doesn't kill you, we will pick you up in a Zodiac
Körfez sizi öldürmezse, Zodiak botlarla gelir
The ever-recurring civil war might.- Fire! If the suffering of your own heart doesn't kill you.
Ateş! Seni kalbinin acısı öldürmese bile… bitmek tükenmek bilmeyen iç savaş öldürebilir.
If the bay doesn't kill you, we will pick you up in a Zodiac…
Kıçınız donsun. Körfez sizi öldürmezse, Zodiak botlarla gelir
I can't say I am not disappointed, but"what doesn't kill you makes you stronger.
Ne diyeceğimi bilemiyorum sürpriz olmadı, Ama'' sizi öldürmeyen sizi güçlü kılar'' değilmi.
He's also known for co-writing hit songs like Kelly Clarkson's"Stronger(What Doesn't Kill You)", which was nominated for Song the Year and Record of the Year at the 2013 Grammy Awards.
Te yazarı olduğu ve Kelly Clarkson tarafından seslendirilen'' Stronger( What Doesnt Kill You)'', Yılın Şarkısı ve Yılın Kaydı dallarında Grammyye aday gösterildi.
Its first two singles,"Mr. Know It All" and"Stronger(What Doesn't Kill You)", became international top-ten hits, with the former topping the charts in Australia and South Korea and the latter topping
İlk iki single'' Mr. Know It All'' ve'' Stronger( What Doesnt Kill You)'', listelerde ilk on içinde yer almayı başardı;
Stronger(What Doesn't Kill You)" is a song by American recording artist Kelly Clarkson and the titular song
Stronger( What Doesnt Kill You)'', kısaca'' Stronger''( ve albümdeki adıyla'' What Doesnt Kill You( Stronger)''),
Results: 104, Time: 0.0554

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish