DROUGHTS in Turkish translation

[draʊts]
[draʊts]
kuraklık
dry
arid
drought
hard
parched
pyay
kuraklıklar
dry
arid
drought
hard
parched
pyay
kuraklığa
dry
arid
drought
hard
parched
pyay
kuraklıklara
dry
arid
drought
hard
parched
pyay

Examples of using Droughts in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
they can control weather, they can cause droughts, and they did this to humans.
hava durumunu kontrol edebilirim Onlar kuraklık neden ve olabilir Onlar insanlar için yaptım.
record droughts, rising sea levels,
rekor miktarda kuraklıklar yükselen deniz seviyeleri,
there will be more dangerous weather patterns, floods, droughts, wildfires.
Daha tehlikeli hava modelleri, seller, kuraklıklar ve yangınlar meydana gelecek.
The increasingly frequent and intense droughts over the past few years have caused agriculture serious damage.
Son birkaç yıldır giderek artan sıklıkta görülen yoğun kuraklıklar, tarıma ciddi zarar vermiştir.
Killer heat waves, record droughts.
rekor kuraklıklar, deniz seviyesinde yükselme.
record droughts, rising sea levels, mass extinction of species.
rekor kuraklıklar, deniz seviyesinde yükselme.
We get droughts, increased desertification, crashing food systems,
Biz, kuraklıkları, artan çölleşmeyi parçalanan gıda sistemlerini,
The report also states that long summer droughts could be interspersed with shorter periods of heavy rainfall, enough to cause floods in certain parts of the country.
Raporda, uzun yaz kuraklıklarının, ülkenin bazı yörelerinde sellere yol açabilecek daha kısa süreli şiddetli yağışlarla kesilebileceği de belirtiliyor.
The cold weather, droughts, fires, and floods since 1832 brought famine in the land.
Ülkede soğuğun, kuraklığın… yangınların ve selin yol açtığı bir kıtlık vardı.
such as Chlamydiaceae bacteria and the koala retrovirus, as well as by bushfires and droughts.
Chlamydiaceae bakterisi ile koala retrovirüsü gibi bazı patojenler ile orman yangınları ve kuraklıklardan etkilenirler.
Who led them out… and brought them home. but Athena's family will never forget the extraordinary matriarch There will be more droughts to face.
Ama Athenanın ailesi onları buradan götürüp sonra da Daha birçok kuraklıkla karşılaşacaklar geri getiren muhteşem reislerini hiç unutmayacak.
There will be more droughts to face, but Athena's family will never forget the extraordinary matriarch who led them out… and brought them home.
Ama Athenanın ailesi onları buradan götürüp sonra da Daha birçok kuraklıkla karşılaşacaklar geri getiren muhteşem reislerini hiç unutmayacak.
They could serve to minimize the threat of floods and droughts while allowing for the migration of fish,
Sel ve kuraklık tehditlerini en aza indirip… balıkların göç etmesini sağlayarak,
Around 9600 BCE the droughts and cold of the Younger Dryas stadial came to an end, making it possible
MÖ 9600 civarında, Genç Dryas stadialinin kuraklık ve soğukluğu sona ermişti; bu da, Natuf gruplarının kalış sürelerinin uzamasına
where people invite you into their homes… to talk about tornados, droughts, floods, Grandma's moonshine,
insanların evlerine davet edip… kasırgalar, kuraklıklar ve sellerden bahsettiği yer,
It completely changes the way the Earth's system operates, which is why we can see droughts in one place, floods in another,
Dünyanın sisteminin çalışma şeklini tamemen değiştiriyor… bu yüzden de bazı yerlerde kuraklık, diğer yerlerde
My friend Heidi Cullen said that if we gave droughts names the way we give hurricanes names,
Arkadaşım Heidi Cullins, kasırgalara isim verdiğimiz gibi kuraklıklara da isim verseydik, güneydoğudakini Katrina olarak adlandıracağımızı
Heatwaves and droughts on one hand, directly from the warming, but also,
Sıcak hava dalgaları ve kuraklıklar bir tarafta, doğrudan ısınma kaynaklı;
Latter day versions of the vile plagues that rained on Egypt, the fires that consumed Sodom and Gomorrah, droughts and pestilence fester in the very heart of this great land.
Mısıra yağan korkunç vebaların günümüze yansımaları, şimdi bile, kuraklık ve hastalık bu büyük ülkenin kalbinde kol gezmekte.
My friend Heidi Cullen said that if we gave droughts names the way we give hurricanes names,
Arkadaşım Heidi Cullins, kasırgalara isim verdiğimiz gibi kuraklıklara da isim verseydik, güneydoğudakini Katrina olarak adlandıracağımızı
Results: 114, Time: 0.0374

Top dictionary queries

English - Turkish