ELECTROMAGNETIC FIELDS in Turkish translation

[iˌlektrəʊmæg'netik fiːldz]
[iˌlektrəʊmæg'netik fiːldz]
elektromanyetik alanları
electromagnetic field
EMF
EM fields
elektromanyetik alan
electromagnetic field
EMF
EM fields
elektromanyetik alanlar
electromagnetic field
EMF
EM fields
elektromanyetik alanların
electromagnetic field
EMF
EM fields

Examples of using Electromagnetic fields in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
No heat emissions, free electrons, electromagnetic fields or chemical reactions are being detected.
Isı belirtisi, açık elektrik, elektromanyetik alan, ya da kimyasal reaksiyon saptanmadı.
Now, technically there are some electromagnetic fields, but in terms of stuff,
Şimdi, teknik olarak bazı elektromanyetik alanlar vardır, ancak şey açısından,
The electromagnetic fields these probes are emitting- I think it's designed to interfere with our neural functioning.
Keşif robotlarının tespit ettiği… elektromanyetik alan, nöral işlevselliğimizi engellemek için… tasarlanmış bence.
Researchers found out that very weak electromagnetic fields disrupt the magnetic compass used by European robins
Araştırmacılar çok zayıf elektromanyetik alanları kullanarak, Dünyanın manyetik alanınında gezinmek için Avrupa2daki narbülbülülerini
This requirement places constraints on the nature of electromagnetic fields and on their transformation from one reference frame to another.
Bu gereklilik, elektromanyetik alanların doğası üzerine ve bu alanların bir referans çerçevesinde diğerine dönüşümü üzerine kısıtlamalar koyar.
You see, computers generate electromagnetic fields which, over time, can cause severe copper poisoning.
Senin anlayacağın, bilgisayarlar elektromanyetik alanlar oluşturuyor ve bu zamanla, şiddetli bakır zehirlenmesine neden olabiliyor.
They can sense electromagnetic fields, and my guess is they're using the electromagnetic fields to communicate, and she's controlling them somehow.
Elektromanyetik alanları algılayabiliyorlar ve tahminim şu ki Iletişim kurmak için elektromanyetik alanları kullanıyorlar, Ve onları bir şekilde kontrol ediyor.
which requires strong electromagnetic fields.
çok güçlü elektromanyetik alan gerektirir.
Of electromagnetic fields on zebra fish, and, oh! Vogelson's been working on the effects.
Vogelson, elektromanyetik alanların… zebra balığı üzerindeki etkileri üzerinde çalışıyor.
Also in 1974 he made the first observation of sub-Poissonian statistics for light(via a violation of the Cauchy-Schwarz inequality for classical electromagnetic fields), and thereby, for the first time.
Ayrıca 1974te ışık için sub-Poisson istatistiklerinin ilk gözlemini yaptı Klasik elektromanyetik alanları için Cauchy-Schwarz eşitsizliğinin ihlali yoluyla.
Using electromagnets with electronic switching comparable to electronic speed control it is possible to generate electromagnetic fields moving in an arbitrary direction.
Elektomıknatısları elektronik anahtarlama ile kullandığımızda, rastgele bir doğrultuda elektromanyetik alan oluşturmak mümkündür.
To check the electromagnetic fields in the city? or having Cisco run another algorithm And what about a geological scan of the metal signature like last time?
Geçen seferki gibi jeolojik bir tarama yaptın mı… ya da Ciscoya şehirdeki elektromanyetik alanları… kontrol ettirecek bir algoritma daha çalıştırttın mı?
The electromagnetic fields in the city? of the metal signature like last time And what about a geological scan or having Cisco run another algorithm to check?
Geçen seferki gibi jeolojik bir tarama yaptın mı… ya da Ciscoya şehirdeki elektromanyetik alanları… kontrol ettirecek bir algoritma daha çalıştırttın mı?
having Cisco run another algorithm to check And what about a geological scan the electromagnetic fields in the city?
Ciscoya şehirdeki elektromanyetik alanları… kontrol ettirecek bir algoritma daha çalıştırttın mı?
Of the metal signature like last time the electromagnetic fields in the city? or having Cisco run another algorithm to check And what about a geological scan?
Geçen seferki gibi jeolojik bir tarama yaptın mı… ya da Ciscoya şehirdeki elektromanyetik alanları… kontrol ettirecek bir algoritma daha çalıştırttın mı?
The electromagnetic fields in the city?- And what about a geological scan of the metal signature like last time or having Cisco run another algorithm to check?
Geçen seferki gibi jeolojik bir tarama yaptın mı… ya da Ciscoya şehirdeki elektromanyetik alanları… kontrol ettirecek bir algoritma daha çalıştırttın mı?
To check the electromagnetic fields in the city? And what about a geological scan of the metal signature like last time or having Cisco run another algorithm?
Geçen seferki gibi jeolojik bir tarama yaptın mı… ya da Ciscoya şehirdeki elektromanyetik alanları… kontrol ettirecek bir algoritma daha çalıştırttın mı?
Such minimal interaction with electromagnetic fields makes them potential candidates for cold dark matter.
Bazı elektromanyetik alanla yaptığı minimal etkileşimler, Majorana fermionlarını soğuk ve karanlık madde olması için potansiyel aday olmasını sağlar.
I tend to look at everyone as being surrounded by miniature electromagnetic fields that gradually break down with repeated interaction.
Bütün insanların minyatür elektromanyetik alanlarla çevrili olduklarına inanırım. Bu da tekrarlanan etkileşimleri yavaş yavaş etkiler.
Because of this, the idea that any form of mass is completely caused by interactions with electromagnetic fields, is not relevant any more.
Bu yüzden, kütlenin herhangi bir formuna elektromanyetik alanlarla olan etkileşimin sebep olduğu fikri artık geçerli değildir.
Results: 58, Time: 0.047

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish