FIRST WAVE in Turkish translation

[f3ːst weiv]
[f3ːst weiv]
ilk dalga
first wave
i̇lk dalga
first wave
birinci dalga
in the first wave
i̇lk saldırı
first attack
first strike
first assault
the initial assault
first raid
first offensive
ilk dalgayı
first wave
ilk dalgası
first wave
ilk akımı

Examples of using First wave in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
For the first wave of arrests.
Tutuklanmaların ilk dalgası olacak.
The first wave is the spice trade.
İlk dalga, baharat ticareti.
And we have to presume that our suspect boarded in the first wave.
Ve biz şüpheli olduğunu tahmin zorunda ilk dalga bindik.
This paddle battle is really about who's gonna get the first wave.
Bu yer kapma mücadelesinin amacı ilk dalgayı kapmak.
First wave of human-Hath co-colonisation of Planet Messaline.
Messaline gezegeni ortak kolonileşmesinin ilk dalgası.
There is no first wave.
İlk dalga yok.
When the Spanish flu hit, there was a relatively mild first wave in the spring.
Deki İspanyol gribi salgınında… ilkbahardaki ilk dalga buna kıyasla daha hafifti.
Jayne and I take the first wave.
Jayne ve ben ilk dalgayı alacağız.
And soon the first wave of alien troops will be landing on our world.
Ve çok geçmeden yabancı savaşçıların ilk dalgası topraklarımıza inecek.
The first wave hits.
İlk dalga vuracak.
Meanwhile, the nerd fans are attempting their first wave ever.
Bu arada, inek taraftarlar ilk dalga kalkışmasında.
Peter and Mel caught the first wave.
Peter ve Mel ilk dalgayı yakaladı.
Those who stayed behind will take their place. If the first wave fails.
İlk dalga başarısız olursa… geride kalanlar diğerlerinin yerini alacak.
First wave Takes out civilians.
İlk dalga sivilleri, ikinci dalga
The first wave would fight to a secondary target, the Messerschmitt aircraft plant at Regensburg.
İlk dalga, ikincil bir hedef olan Regensburgdaki Messerschmitt uçak fabrikasına saldıracaktı.
The first wave felt like a combination of mescaline and methedrine.
Kombinasyonu gibi hissettirdi.{ Y: i} İlk dalga, meskalin ve methedrin.
The first wave felt like a combination of mescaline and methedrine.
Meskalin ve metedrinin birleşimi gibiydi. İlk dalga.
Check the first wave and wait for my signal.
İlk dalgayı kontrol et ve işaretimi bekle.
You will be on the beach with the first wave.
İlk dalgayla sahile çıkacaksınız.
That just shows the first wave is ostensibly complete.
İlk dalganın görünürde tamamlandığını gösteriyor.
Results: 150, Time: 0.064

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish