HARNESSING in Turkish translation

['hɑːnəsiŋ]
['hɑːnəsiŋ]
kullanarak
servant
bondman
worshiper
slave
a votary
to serve
to worship
kullanma
use
to drive
take
faydalanmak
to take advantage
to exploit
the benefit of
use
to capitalize
yararlanarak
to take advantage
to benefit from it
to use
to utilise
to harness
to exploit
koşum
track
cross-country
race
running
jogging
sprint
treadmill
ix-nay
roadwork
go

Examples of using Harnessing in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I first got the idea for harnessing spirit power when I watched that giant Unalaq monster attack the city from my jail cell.
Ruhani enerjiden faydalanma fikri ilk kez şehre saldıran şu devasa Unalaq canavarını hapishane penceremden izlerken aklıma geldi.
The task of harnessing that complexity requires consideration of the agents themselves-their diversity, connectedness, and level of interactions.
Bu karmaşıklığı kullanmanın görevi, aracıların kendilerinin çeşitlilik, bağlılık ve etkileşim seviyesi göz önüne alınmasını gerektirir.
Attack the city from my jail cell. when I watched that giant Unalaq monster I first got the idea for harnessing spirit power.
Ruhani enerjiden faydalanma fikri ilk kez… şehre saldıran şu devasa Unalaq canavarını… hapishane penceremden izlerken aklıma geldi.
Although Bart found new challenges in harnessing the speed force,
Bart, hız kuvvetini kullanmada yeni zorluklar bulmasına rağmen,
Since childhood, Tesla had dreamed of harnessing the power of the great natural wonder called Niagara Falls.
Tesla çocukluğundan beri, bir büyük doğa harikası olan Niagara Şelâlelerinin gücünden faydalanabilmenin hayallerini taşıyordu.
3 years later, an intermediate policy, aiming at harnessing the proletariat In new industrial sectors.
işçi sınıfını yeni endüstriyel sektörlerde kullanmayı amaçlayan orta yol bir politika denedi.
But now we're going even further, harnessing the microscopic secrets of the natural world to design completely new, man-made structures.
Ama şimdi, daha ileri gidip, doğanın, mikroskobik sırlarından faydalanılarak tamamen yeniden imal edilen insan yapımı.
I can't imagine any technology harnessing it?
bunu hangi teknoloji kendi yararına kullanabilir?
Geno 2.0 expands the scope for citizen science, harnessing the power of the crowd to discover new details of human population history.
Geno 2.0 projesi de aynı şekilde, insan nüfusu tarihinin yeni ayrıntılarını keşfetmek için topluluğun gücünden yararlanarak vatandaş bilimi için kapsamı daha fazla genişletme çabasındadır.
You know Roxton the windmill is one of the oldest and most reliable… ways of harnessing the incredible energy of nature.
Yel değirmenleri, doğanın muazzam enerjisinden yararlanmak için kullanılan en eski ve güvenilir yöntemlerden biridir Roxton.
And finally, about 100 years ago, the harnessing of electromagnetic spectrum to send sound and images through the air-- radio and television.
En son olarak da yaklaşık yüz yıl önce, elektromanyetik tayftan faydalanılarak ses ve görüntü havadan gönderildi, radyo ve televizyon ortaya çıktı.
I first got the idea for harnessing spirit power when I watched that giant Unalaq monster attack the city from my jail cell.
Ruh gücünü dizginleme fikrini ilk hapishane hücremde şu dev Unalaq canavarının şehre saldırdığını izlediğimde edinmiştim.
As a powerful gene editing technology, For harnessing an ancient bacterial immune system the breakthrough prize is awarded to Emmanuelle Charpentier and Jennifer Doudna.
Ve Jennifer Doudna. gen değiştirme teknolojisine dönüştürerek… büyük buluş ödülünün kazananları Emmanuelle Charpentier Tarihi bir bakteri bağışıklık sistemini.
But all the technological innovations that came from harnessing the vacuum would pale into insignificance when compared to what scientists would soon find out about the fundamental nature of reality.
Fakat vakumu zaptetmekten kaynaklanan bütün teknolojik yenilikler, bilimadamlarının gerçekliğin temel doğası hakkında bulduklarıyla karşılaştırıldığı zaman teferruata dönüşecekti.
because religious leaders are good at reframing issues for people, at harnessing the emotional centers of the brain to get people to alter their awareness and reframe the way they think.
farklı bir şekilde anlatabilirler, biliyorsunuz. beynin duygu merkezlerini kullanarak insanlarını farkındalığını değiştirmek and düşündükleri şekilleri yeniden ifade etmek.
He opened his essay with the following paragraph: Before anyone can have the audacity to formulate even the most rudimentary plan of attack on the problem of harnessing the force of gravitation, he must understand the nature of his adversary.
Denemesine şu paragrafla başlamıştır:'' Yerçekimi kuvvetini kullanma problemini ana planıyla formülize edecek kadar cesaretli olab biri öncelikle, rakibinin doğasını anlamış olmalıdır.
But many brilliant physicists remained in Germany, and Szilard was fearful it was only a matter of time before someone would find a way of harnessing the power of e=mc² and make a bomb.
Ama pek çok dahi fizikçi Almanyada kaldı ve Szilard birinin E=mc²nin gücünü kullanmasının bir yolunu bularak atom bombasını yapmasının sadece bir an meselesi olmasından çok korkuyordu.
partnership over economic development, especially in harnessing Kazakhstan's oil, natural gas,
diğer büyük enerji kaynaklarını kullanmada ekonomik kalkınma üzerindeki ticaret
And the harnessing of wind.
Ve rüzgar enerjisi.
Harnessing gravity fields for anti-proton catalyzed fusion.
Anti-proton kataliz füzyonu için, yerçekimi alanı bağlantı takımı.
Results: 1739, Time: 0.0751

Top dictionary queries

English - Turkish