ISOLATING in Turkish translation

['aisəleitiŋ]
['aisəleitiŋ]
izole
isolate
in isolation
insulated
SCIF
ayırmayı
separate
apart
part
to break up
take
to distinguish
to shred
split
to devote
to divide
yalnızlaştırarak
alone
lonely
only
lone
single
lonesome
solo
loner
privacy
be
tecrit
isolation
lockdown
lock-down
isolated
sequestered
solitary
segregated
seclusion
divestment
SHU
ayrıştırmaya
yalıtmaya
insulating
soyutlamanın
i̇zole
isolate
in isolation
insulated
SCIF
ayırma
separate
apart
part
to break up
take
to distinguish
to shred
split
to devote
to divide

Examples of using Isolating in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Cold and silent and… isolating.
Soğuk, sessiz ve yalnızlaştırıcı.
Then, two months ago, he started isolating himself again.
Sonra iki ay önce… tekrardan kendini soyutlamaya başladı.
Mr. Rennie, we are only hours away from isolating the inhuman properties in her blood.
Bay Rennie, kanındaki insan dışı özellikleri ayırmaktan yalnızca birkaç saat uzaktayız.
Louis Lepke is a disciplined assassin, isolating his targets to avoid witnesses.
Louis Lepke disiplinli bir suikastçidir. Görgü tanıklarından kaçınmak için kurbanlarını yalnızlaştırır.
Isolating another blood sample in that volume. it could take a while.
O hacimdeki kanın içinden başka bir kan örneğini ayırmak zaman alacak.
I know how isolating that can be.
Bunun insanı ne kadar yalnızlaştırdığını biliyorum.
The scientists responsible for first isolating radium were Marie Curie
Radyumu izole etmekten sorumlu ilk bilim insanları Marie Curie
Lack of appetite, isolating yourself.
Kendini izole etme… İştahsızlık.
Hurry! Isolating Sigma Unit from B Floor!
Sigma Birimi, Kat Dden tecrit ediliyor. Acele et!
Isolating Wheezy.
Gürültücüyü izole ediyorum.
Isolating his radio.
Radyosunu izole ediyorum.
By isolating the whole city, or what?
Bütün şehri izole ederek mi?
Even isolating the signal, I can't trace the number back to a person.
Sinyali izole etsem bile aradığı kişiyi bulamadım.
I can't trace the number back to a person. Even isolating the signal.
Sinyali izole etsem bile aradığı kişiyi bulamadım.
We have got the National Guard isolating us from surrounding communities as a preventative measure.
Ulusal güvenlik çevredeki yerleşimlerden koruyucu bir sınır olarak bizi izole ediyor.
Isolating the first transverse.
İlk transvers kolonu izole ediyorum.
I analyzed your blood isolating the receptor compounds and the protein-based catalyst.
Kanınızı analiz ettim reseptör bileşenleri ve protein bazlı katalizörü izole ettim.
Isolating the clearest angles from each one.
Her birinin en net açısını ayırıyorum.
Being out in that big house way outside of the city is very isolating.
Şehrin dışında, büyük bir evde olmak oldukça soyutlayıcıdır.
Lack of appetite, isolating yourself.
İştahsızlık. Kendini izole etme.
Results: 112, Time: 0.0625

Top dictionary queries

English - Turkish