ME IN THE BACK in Turkish translation

[miː in ðə bæk]
[miː in ðə bæk]
beni arkamdan
me , back
beni arkadan
i will go around the back
i'm going around back
benimle arkada
me , back
beni arkaya
me , back
beni arkada
me , back

Examples of using Me in the back in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I dreamt she took me in the back.
Ve sonra beni arkada bir yere götürürdü.
Y-Yeah, meet me in the back. Man: Hello?
Evet, benimle arkada buluş. Alo?
She takes me in the back-- Pete?
Pete.- Beni arkaya götürdü…- Afganların yanına mı?
Ended up stabbing me in the back. and the guy who proposed it.
Teklifi yapan kişinin beni sırtımdan bıçaklamasıyla sonuçlandı.
At least he didn't strike me in the back.- Surprised?
Şaşırdın mı? En azından beni arkamdan vurmadı?
She takes me in the back. Pete!
Pete.- Beni arkaya götürdü!
Hello? Y-Yeah, meet me in the back.
Alo? Evet, benimle arkada buluş.
You knife me in the back, and now you're gonna play stupid?
Beni sırtımdan bıçaklayıp şimdi de saf numarası mı yapıyorsun?
I trusted him, and he stabbed me in the back.
Ona güvendim ve o beni arkadan bıçakladı.
Surprised? At least he didn't strike me in the back.
Şaşırdın mı? En azından beni arkamdan vurmadı.
Y-Yeah, meet me in the back. Hello?
Alo? Evet, benimle arkada buluş?
They put me in the back at night.
Geceleri uyuyabilmem için… beni arkaya alıyorlardı.
If they don't shoot me in the back, we're waiting for you in the tree line.
Eğer beni sırtımdan vurmazlarsa, ağaçların orada sizi bekliyoruz.
I trusted them, and they stabbed me in the back.
Onlara güvenmiştim ve beni arkadan bıçakladılar.
Once, in Shanghai, It's a habit. a gentleman shot me in the back.
Bir keresinde Şanghaydayken bir beyefendi beni arkamdan vurmuştu da.
Y-Yeah, meet me in the back. Man: Hello?
Alo? Evet, benimle arkada buluş?
After all I have done for them, they stabbed me in the back.
Hepsinden onlara yaptıklarımdan sonra sonra, beni arkadan bıçakladılar.
He must have aimed for my head, but he got me in the back.
Başıma nişan almıştır herhâlde ama beni sırtımdan vurdu.
It's a habit. a gentleman shot me in the back. Once, in Shanghai.
Bir keresinde Şanghaydayken bir beyefendi beni arkamdan vurmuştu da.
I walked out in the street and this fella tried to shoot me in the back.
Caddede yürüyordum ve bu adam beni sırtımdan vurmaya kalktı.
Results: 208, Time: 0.0575

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish