POOR DEVIL in Turkish translation

[pʊər 'devl]
[pʊər 'devl]
zavallı şeytan
poor devil
zavallı adamcağız
poor guy
poor devil
poor wretch
poor man
poor fellow
poor soul
zavallı iblis
poor devil
fakir şeytan

Examples of using Poor devil in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Care to dance with a poor devil?
Bu zavallı şeytanla dans eder misin?
Who was to know that poor devil was going to read the article in the paper?
O zavallı şeytann gazetedeki makaleyi okuyacağını kim bilebilirdi ki?
The poor devil is terrified at the moment, Father.
Adamcağız çok korkmuş, peder.
Killing one more poor devil won't change the world.
Zavallı bir şeytanı daha öldürmekle dünya değişmeyecek.
It must be hard for a poor devil.
Zayıf bir iblis için bu zor olmalı.
Poor Devil now.
Şimdi zavallı bir şeytan.
He's hungry, poor devil.
Zavallı bir şeytan kadar… aç görünüyor.
No choice at all, poor devil.
Zavallı şeytanın başka şansı yok.
No, he's harmless, poor devil.
Hayır, o zararsız zavallı bir şeytan.
They will imprison some poor devil who's done nothing, The property.- Huh?
Malını? Hiçbir şey yapmamış zavallı bir şeytanı hapse atacaklar?
He's hungry, poor devil.
Aç görünüyor.- Zavallı bir şeytan kadar.
Osvaldo, my husband, keeps saying,"That poor devil Norton"- my other husband-"was too penniless to get himself buried, and now he's dead.
Osvaldo, kocam, öteki kocama,'' Şu zavallı şeytan Nortonun kendini gömdürmek için beş parası bile yoktu ve şimdi ölü'' deyip duruyor.
Forced to live in an air condition suit Poor devil. that keeps his body temperature down to 50 degrees below zero.
Vücut sıcaklığını sıfırın altında 50 derecede Zavallı şeytan. tutan bir kıyafetle yaşamaya mahkum.
They will imprison some poor devil who's done nothing, The property. call him a communist.
Onu hapise atacaklar, zavallı şeytan hiçbir şey bilmiyor. Pioppi malikanesini.
Was the Czecho scandal, the poor devil that got shot in the back. I… suppose what put the last nail into Control's coffin.
Sanırım… Kontrole son darbeyi indiren şey… Czecho skandalıydı, şu sırtından vurulan zavallı şeytan.
If this poor devil had some complication and his lawyers discovered you were
İşin bitti. Bu zavallı şeytanın ameliyatında makul birkomplikasyon çıkarsa
I would better go up, I got a poor devil waiting for me upstairs. Mimì… The new one?
Yukarı çıkayım, beni bekleyen zavallı bir şeytan var. Mimì… Yeni olan?
Mimì… The new one? I would better go up, I got a poor devil waiting for me upstairs?
Yukarı çıkayım, beni bekleyen zavallı bir şeytan var. Mimì… Yeni olan?
Whom the Minotaur hasn't read since, like everyone else, he knows no Portuguese. my life broken into pieces by the world, as that poor devil put it, It is there I wish to find myself again.
O sefil şeytanın dediği gibi, dünyanın paramparça ettiği hayatımı, herkes gibi, Portekizce bilmediği için Minotorun da okumadığı kendimi. kendimi işte orada yeniden bulmak istiyorum.
Poor devil indeed.
Gerçekten de zavallı.
Results: 273, Time: 0.0508

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish