RESOLUTION in Turkish translation

[ˌrezə'luːʃn]
[ˌrezə'luːʃn]
çözünürlük
resolution
solubility
res
definition
resolution
kararı
decide
decision
the verdict
determine
make
judgment
choice
resolution
agreed
judge
çözüm
untie
solve
uncuff
undo
unlock
loosen
figure out
unhook
unchain
unstrap
karar
decide
decision
the verdict
determine
make
judgment
choice
resolution
agreed
judge
çözümleme
figure out
to analyze
resolving
önergesini
motion
resolution
bills
çözümünde
solution
answer
way
solve
settlement
remedy
to resolve
çözünürlüğü
resolution
solubility
res
definition
çözümü
untie
solve
uncuff
undo
unlock
loosen
figure out
unhook
unchain
unstrap
çözünürlüklü
resolution
solubility
res
definition
çözünürlüğünü
resolution
solubility
res
definition
kararda
decide
decision
the verdict
determine
make
judgment
choice
resolution
agreed
judge
kararını
decide
decision
the verdict
determine
make
judgment
choice
resolution
agreed
judge
kararın
decide
decision
the verdict
determine
make
judgment
choice
resolution
agreed
judge
kararım
çözümlemesi
figure out
to analyze
resolving
çözümün
untie
solve
uncuff
undo
unlock
loosen
figure out
unhook
unchain
unstrap
çözümüne
solution
answer
way
solve
settlement
remedy
to resolve
çözümünü
solution
answer
way
solve
settlement
remedy
to resolve
önergesi
motion
resolution
bills
çözüme
untie
solve
uncuff
undo
unlock
loosen
figure out
unhook
unchain
unstrap
önergeyi
motion
resolution
bills
önerge
motion
resolution
bills

Examples of using Resolution in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
SystemID or PublicID Resolution Result.
Sistem Kimliği ya da Halk Kimliği Çözümleme Sonucu.
I'm a taxi driver, an expert in conflict resolution.
Ben taksiciyim, anlaşmazlık çözümünde bir uzmanım.
My resolution?
Benim kararım?
Western nations want the draft resolution to be put to a vote next week.
Batılı ülkeler taslak kararın önümüzdeki hafta oylamaya konmasını istiyorlar.
Any chance you can increase radiogenic resolution in the long-range sensors?
Uzun menzilli sensörlerin radyojenik çözünürlüğünü arttırabilir misiniz?
Your conflict resolution skills has made my childhood dreams come true.
Çatışma çözümlemesi becerilerin bir çocukluk hayalinin gerçek olmasını sağladı.
My resolution is Meet a loose woman.
Benim kararım Hafifmeşrep bir kadınla tanış.
Should be to gossip less. Maybe your resolution.
Senin kararın da daha az dedikodu yapmak olabilir.
So the zoom always provides the true image resolution the user wants.
Böylece yakınlaştırma daima kullanıcının istediği gerçek görüntü çözünürlüğünü sağlar.
The conflict resolution program sweeping our school!
Çatışma çözümlemesi programı okulumuzu kasıp kavuruyor!
This resolution cannot function alone.
Bu çözümün tek başına bir anlamı yok.
My resolution? No, you can toss them.
Benim kararım?- Hayır, atabilirsin.
What? Bridget!! What's your New Year's resolution?
Senin yeni yıl kararın ne? Bridget!! Ne?
I'm checking the resolution on this new lens.
Lord Johnun getirdiği bu yeni merceğin çözünürlüğünü kontrol ediyorum.
I am gonna cut you out of the conflict resolution spaghetti dinner!
Seni çatışma çözümlemesi spagetti yemeğinden kovuyorum!
As part of this resolution, Volkswagen is pleading guilty to three felonies.
Bu çözümün parçası olarak Volkswagen üç cürümden suçlu bulundu.
Menthols don't count. My resolution was to quit doing scut work.
Mentollü sayılmaz. Benim kararım da ayak işi yapmayı bırakmaktı.
What? What's your New Year's resolution? Bridget!!
Senin yeni yıl kararın ne? Bridget!! Ne?
What we should have done in Libya is we should have stuck to the U.N. resolution.
Libyada yapmış olmamız gereken şuydu: B.M. çözümüne sadık kalmalıydık.
I'm checking the resolution on this new lens Lord John brought me.
Lord Johnun getirdiği bu yeni merceğin çözünürlüğünü kontrol ediyorum.
Results: 871, Time: 0.0827

Top dictionary queries

English - Turkish