TO BE ACCEPTED in Turkish translation

[tə biː ək'septid]
[tə biː ək'septid]
kabul
accept
agree
take
admit
acceptance
admission
will
receive
acknowledge
granted
etmeliyiz
to keep
have
to help
just
to offer
to continue
not
to destroy
to eliminate
move

Examples of using To be accepted in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
To be accepted. The oldest reason there is for anything.
Her şeyin en eski sebebi, kabul edilmek.
No, papi. I wanted to be accepted because I earned it.
Hayır baba, hak ederek kabul edilmek istedim.
We must strive to find the black man's rights, If we want to be accepted in this America, to change the white man's idea who the black man is..
Eğer bu Amerikada kabul görmek istiyorsak, siyah adamın haklarını aramaya, beyaz adamın siyahın kim olduğu fikrini değiştirmeye çabalamalıyız.
If we ever want to be accepted as equals with the great nations of Earth and Mars, we must act with greatness.
Büyük uluslar olan Dünyaya ve Marsa denk muamele görmek istiyorsak… haysiyetle hareket etmeliyiz.
And prayed for her victims, believing Aileen sent the priest packing, and then knelt down they might be too evil to be accepted by God.
Aileen rahibi gönderdi… ve diz çöküp, Tanrı tarafından kabul edilmeyecek kadar kötü olduklarını bilse de, kurbanları için dua etti.
Jonathon. Maggie! I, too, was the first boy in my class at Vernon to be accepted into Harvard.
Maggie! Jonathon. Ben de, Vernondaki sınıfımdan Harvarda kabul edilen ilk öğrenciydim.
I wanted to be accepted. Should have stayed with Eve, loved her, but I wanted to be normal.
Evele kalıp onu sevmeliydim… ama normal olmak istedim… kabul edilmek istedim.
In science, results of experiments must be duplicated by other researches before they begin to be accepted by the scientific community.
Bilimde, deney sonuçları bilimsel topluluk tarafından kabul edilmeye başlanmadan önce başka araştırmalar tarafından yinelenmelidir.
Maybe it has something to do with the fact that I spent the last two years trying to be accepted by popular kids at my old school.
Belki de, son iki yılımı eski okulumdaki popüler çocuklar tarafından kabul edilmek için harcadıktan sonra, şimdi her şeye baştan başlamak zorunda olmam gerçeğiyle ilgisi vardır.
To be accepted, new ideas must survive the most rigorous standards of evidence and scrutiny.
Yeni fikirler, kabul edilmek için en katı kanıt ve gözlem standartlarını karşılamak durumundadırlar.
Maybe he just wants to be accepted for who he is and not for what people label him as.
Belki kim olduğunu kabul etmek istiyor ve milletin dediğiyle değil.
To be accepted into this elite is the path to privilege,
Seçkinlerin arasına kabul edilmek bir ayrıcalık olsa
remember my own internship and all the different things you had to do to be accepted here as a doctor.
bir doktor olarak kabul edilmek için yapılması gereken farklı şeyleri hatırlamadan edemedim.
But if he wants to be accepted by the ruling male, he first needs to get close to him.
Ancak baskın erkek tarafından kabul edilmek istiyorsa öncelikle ona yakın olması gerekli.
To be accepted in the university. where boys fight like dogs with aggressive and ambitious people Timbuktu is a giant city.
Timbuktu sert ve hırslı insanların yaşadığı, çocukların üniversiteye kabul edilmek için… köpek gibi dalaştığı devasa bir şehir.
Timbuktu is a giant city, where boys fight like dogs to be accepted in the university. with aggressive and ambitious people.
Timbuktu sert ve hırslı insanların yaşadığı, çocukların üniversiteye kabul edilmek için… köpek gibi dalaştığı devasa bir şehir.
ambitious people to be accepted in the university. Timbuktu is a giant city.
çocukların üniversiteye kabul edilmek için… köpek gibi dalaştığı devasa bir şehir.
To be accepted in the university. Timbuktu is a giant city with aggressive and ambitious people where boys fight like dogs.
Timbuktu sert ve hırslı insanların yaşadığı, çocukların üniversiteye kabul edilmek için… köpek gibi dalaştığı devasa bir şehir.
Spence, you're just going through that normal teenage anxiety of wanting to be accepted.
Spence, sadece şu kabul edilmek istenen, normal bir ergenlik dönemi endişesi hissediyorsun.
I wanted to be accepted.
Ben de kabul edilmek istiyordum.
Results: 18779, Time: 0.0532

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish