TRYING TO GET AWAY in Turkish translation

['traiiŋ tə get ə'wei]
['traiiŋ tə get ə'wei]
kaçmaya mı çalışıyorsun
uzaklaşmayı düşünüyor musun evet kendine zarar vermeye çalışmayı

Examples of using Trying to get away in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I didn't know it then, but it was the start of him trying to get away.
O zamanlar bilmiyordum ama kaçıp gitmeye çalışmasının başlangıcıymış.
Yesterday I was running to catch this bus trying to get away from the hunter.
Dün ben bu otobüsü yakalamak için koşuyordu avcı uzak almaya çalışırken.
He didn't hit us. Stan tripped over a curb trying to get away.
Bize vurmadı. Stan kaçmaya çalışırken kaldırıma çarptı.
Why she died trying to get away from you.
Bu yüzden senden uzaklaşmaya çalışırken öldü.
He was crawling, trying to get away.
Yerde sürünüyordu ve kaçmaya çalışıyordu.
He left the house, trying to get away from her.
Adam evden çıktı, kadından uzaklaşmaya çalışıyordu.
I'm trying to get away from"happy.
Ben'' mutlu'' olmak teriminden uzaklaşmaya çalışıyorum.
Not from him. I was just trying to get away.
Ondan değil. Sadece kaçmaya çalışıyordum.
Running away from her. I have been trying to get away from that girl my whole life.
Hayatım boyunca o kız olmamaya çalıştım, ondan kaçmaya çalıştım.
I have spent my whole life trying to get away from him.
Geçirdim. Bütün… Bütün hayatımı ondan kaçmaya çalışarak.
Always trying to get away with something.
Her zaman bir şeylerden kaytarmaya çalışır.
Nuria's trying to get away after lunch.
Nuria yemekten sonra kaçmaya çalışacak.
Yeah. So are you having any thoughts of trying to hurt yourself or trying to get away from everything?
Uzaklaşmayı düşünüyor musun? Evet. Kendine zarar vermeye çalışmayı ya da her şeyden?
I was in the woods trying to get away, when this man appeared out of nowhere and grabbed me.
Ormanda kaçmaya çalışıyordum. Bu adam bir anda ortaya çıktı ve beni kaçırdı.
I spent every minute ignoring them, always trying to get away, and then they were gone.
Her bir dakikamı onları yok sayarak geçirdim ben. Sürekli kaçmaya çalışıyordum. Ama sonra onlar gitti.
He keeps talking about some guy with a knife. Maybe he got knocked around pretty good trying to get away.
Sürekli elinde bıçak olan bir adamdan bahsediyor belki de kaçmaya çalışırken boğuşma olmuştur.
These people were trying to hide things and trying to get away with something they were, uh… And they got caught at it.
Bu insanlar bazı şeyleri saklıyorlardı ve oradaki bazı şeyleri uzaklaştırmaya çalışıyorlardı, uh ve yakalandılar.
we're putting them through the wringer, trying to get away.
Her şeylerini kaybetmişler ve biz de onları uzaklaştırmaya çalışarak.
That has my yelling, or screaming or crying or trying to get away or unhappy or-- I-I have nothing up here that.
Burada, beynimin içinde bana bağıran, haykıran… ağlayan, kaçmaya çalışan, mutsuzluk veren… hiçbir şey yok.
That has my yelling, or screaming or crying I-I have nothing up here that… or trying to get away or unhappy or.
Burada, beynimin içinde bana bağıran, haykıran… ağlayan, kaçmaya çalışan, mutsuzluk veren… hiçbir şey yok.
Results: 52, Time: 0.0684

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish