WHILE LOOKING in Turkish translation

[wail 'lʊkiŋ]
[wail 'lʊkiŋ]
ararken
call
seek
look
search
will
bakarken
looking at
staring at
when
watching
bakarak
looking
based
staring at
judging by
can
tell
extrapolate

Examples of using While looking in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
She came upon an old friend. And while looking for a spot to stash the refuse.
Ve çöpü saklamak için bir yer ararken… eski bir arkadaşı gördü.
While looking for the exit and avoiding the Cloister Wraiths that protect it, the Doctor tells Clara about one Time Lord who managed to escape the Cloisters.
Bilgisayarı koruyan Dehliz Hayaletlerinden kaçınmak için çıkış ararlarken Doktor Claraya bir Zaman Lordunun dehlizlerden kaçmayı başardığını söyler.
I have been for many nights on this terrace… crying while looking at the foreign ships at the port.
Gecelerce şu terasa çıkıp limanda duran yabancı gemilere bakıp ağlardım.
as though they were being led to certain death while looking.
göz göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi, seninle hak konusunda tartışıp duruyorlardı.
as though they were being led to certain death while looking.
gözleri bakabaka ölüme sürükleniyorlarmış gibi seninle çekişmeye kalkışıyorlardı.
as though they were being led to certain death while looking.
seninle münakaşaya devam etmişlerdi; sanki göz göre göre ölüme sürükleniyorlardı.
a portuguese sailor that discovered Greendale while looking for a fountain that cured syphilis.
frengiye deva bir kaynak ararken Greendalei bulan Portekizli bir denizciden almıştır.
confusing battlefield on Greendale's campus, while looking for a fountain that cured syphilis. next to English Memorial Spanish Center.
frengiye deva bir kaynak ararken… Greendalei bulan Portekizli bir denizciden almıştır. ki ismini İngiliz Anıtından.
Walk while looking ahead.
Önüne bakarak yürü.
While looking in the mirror.
Aynaya bakarken tekrarla.
While looking for your stars.
Senin yıldızlarına bakarken… sabahımı gördüm.
While looking at the caged animals.
Kafesteki hayvanlara bakarken.
While looking at the blue sky.
Masmavi gökyüzüne bakarken.
You crashed while looking at flowers?
Çiçeklere bakarken mi çarptın?
You crashed while looking at flowers?
Çiçeklere bakarken mi yere çakıldın?
Be careful while looking at me today.
Olması ise dikkat bugün bana bakıyor.
They almost flipped over while looking.
Suya bakarken neredeyse devri̇li̇yorlardi.
I found myself while looking for you.
Seni aramaya çıkmışken, kendimi buldum.
We mentioned our birthdays while looking at the constellations.
Takımyıldızlara bakarken doğum günlerimizi söylemiştik.
He kills while looking at them in the eye.
İş başındayken gözlerine bakıp bakıp öldürüyor.
Results: 3969, Time: 0.0591

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish