Examples of using Ücret in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ve bunun için hiçbir ücret talep etmemesi ilginç değil mi?
Fakat ücret rakamları aya gidiş geliş denli uzanıyor.
Ücret, ajansların önerdiği standart maaş kadar.
Mahkumlar görememesi ve ileri silah yığını. Ücret almak.
Adam ve Gethin konseptlerini denediğinden müşteriler yarı ücret ödeyecek.
Ücret almamana rağmen, yasal anlamda bir çalışansın.
Ücret talep ettigimi biliyorsun.
Ücret de işte burada, taksimetrede yazıyor.
Bildirim, ücret ödendikten beş gün sonra yapılmalıdır.
Burada ücret 100 dolar.
acil bir iş var, bu nedenle ücret almak gerekir.
Uyun sizden hiçbir ücret istemeyenlere ve onlardır doğru yolu bulanlar.
Ama ücret, ücrettir et de et.
Ücret talep ettiğimi biliyorsun.
Ücret bir yana, bu akşam birlikte iyi vakit geçirebileceğimizi düşünüyorum.
Hayır, ücret değil, Dale.
Ücret bilgileri sadece özel durumlarda kağıt form ile bildirilebilir.
Haftalık ücret.
Hiçbir zaman tam ücret ödemedim. Anlamıyorsun.
Ücret almamana rağmen, yasal anlamda bir çalışansın.