AYRILIĞI in English translation

separation
ayrılık
ayrılma
ayırma
ayrımı
ayrı
breakup
ayrılık
ayrılma
dağılmasından sonra
difference
fark
değiştirir
break up
ayrılmak
ayrılalım
ayrılık
bozmak
bozalım
kıracak
parçalamak
paramparça
schism
hizipleşmeden
ayrılık içindedirler
ayrılığı

Examples of using Ayrılığı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Hiç ayrılığı düşündün mü anne?
Did you ever think about leaving, Mom?
Marynin ayrılığı bir testti.
Mary leaving was a test.
Barrettin ayrılığı 6 Nisan 1968de açıklandı.
Blackhill announced Barrett's departure on 6 April 1968.
Ayrılığı deniyoruz.
We try separating.
Çok kereler ayrılığı ve, onun Tokyoya dönmesini konuştuk.
We have talked of separation many times, and him returning to Tokyo.
Türkiyede güçler ayrılığı ilkesi benimsemiştir.
Turkey has adopted the principle of the separation of powers.
Bu ortaklık ayrılığı.
It's breakup by association.
Brittany, daha fazla ayrılığı kaldıramayız.
Brittany, we can't survive any more defections.
Fikir ayrılığı.
This is a difference of opinion.
Hiç yanında olmadığını, ayrılığı.
How you were never around, the separation.
Koyu geceyi ve 1 ayrılığı… beklemekteyiz.
We're waiting for 3 dark nights and one parting.
Bunun sadece bir fikir Ayrılığı olduğunu sanıyordum!
I thought this was a difference of opinion!
Bu sistem kuvvetler ayrılığı üzerine kurulmuştur.
This is a system of checks and balances founded on a separation of powers.
Tom Kirkman bunları hiçe saydı. Kuvvetler ayrılığı.
Tom Kirkman has tried to end-run it all. Separation of powers.
Sadece bir fikir ayrılığı efendim.
Only a difference of opinion sir.
İki yakın dostun ayrılığı.
The parting of two dear friends.
Hadi! Aramızda fikir ayrılığı var sanırım.
Come on! Looks like we have a difference of opinion here.
İnsanlar bunun bir fikir ayrılığı olduğunu düşünüyor.
People think it's a difference of opinion.
Kaseyi korumak için oluşacak güçler ayrılığı.
A separation of powers to protect the Grail.
En öfkeli fikirler dünya sahnesini ele geçirmiş… nefret ve kabile ayrılığı vaazları veriyorlardı.
The angriest voices had taken the world stage, preaching hatred and tribal division.
Results: 143, Time: 0.031

Top dictionary queries

Turkish - English