Examples of using Bir bulutun in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Neredeyse bir bulutun üzerine bastım.
Bir bulutun üzerinde gibi hissediyorum.
Sonra eve bir bulutun üzerinde uçtum.
Her şey bir bulutun arkasına sıkışmış.
Konusunda uyarmalıyım. Batıda yaşayanlarınızı ufuklarında bir bulutun bulunduğu.
Üzerinde uçtum. Sonra eve bir bulutun.
Düşersen de hiçbir şey olmaz, çünkü bir bulutun üstüne inersin.
Bir bulutun dağılıp gitmesi gibi,
Çalışkan Püritenler bile sonsuza kadar bir bulutun üstünde uzanıp arp çalmak uğruna her gün bellerini büküp çalışıyorlardı.
Bir bulutun dağılıp gitmesi gibi,
Bir bulutun üzerinde gibisin, ne demek istediğimi anlıyor musun,
O çok güzel… gözleri iki damla kahve gibi sütten bir bulutun üzerindeki.
Ama ışık o kadar tuhaftı ki, bir bulutun içinde olduğumu anlamam zaman aldı.
Ama ışık o kadar tuhaftı ki, bir bulutun içinde olduğumu anlamam zaman aldı.
İsa halka şunları da söyledi: ‹‹Batıda bir bulutun yükseldiğini görünce siz hemen,
Gerçek şu ki bir bulutun içinde yürüyorum.'' Batı Yakasının Hikâyesi'' ndeki Maria gibi.
Bir bulutun altındaki küçücük bir renk izi bile onları bilgilendirebilir ve en hassas doğrulukla yön bulmalarına yardım edebilirdi.
söyledi: ‹‹Batıda bir bulutun yükseldiğini görünce siz hemen,
Bize müdürün özelliklerini hatırlatacak bir bulutun veya penceredeki ışığın yansıması olabilir.
Bu sana bir bulutun ya da uçan bir kuşun yönünü göstermek gibi olur, ahbap.