BIR HALE in English translation

make
yapar
yapan
daha
yapıyor
yapalım
yapar mı
kıl
yap
yapın
açın
become
olmak
olur
dönüşür
haline
olurlar
dönüş
a halo
bir hale
bir halo
hale
halkası
halesi
ışık saçacağım
so
yani
peki
öyle
yüzden
kadar
böylece
demek
o yüzden
ki
de
then
sonra
o zaman
ardından
peki
böylece
derken
öyleyse
o halde
halde
zamanlar
made
yapar
yapan
daha
yapıyor
yapalım
yapar mı
kıl
yap
yapın
açın
becomes
olmak
olur
dönüşür
haline
olurlar
dönüş
making
yapar
yapan
daha
yapıyor
yapalım
yapar mı
kıl
yap
yapın
açın
render
hale
bir hale
kıldığı
getirmeniz

Examples of using Bir hale in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ve sen işi daha da ilginç bir hale getirdin.
And you made it more interesting than any of them.
Bunu daha iyi bir hale sokabilir.
She can make this better.
Git artık. Bu işi olduğundan daha zor bir hale sokuyorsun.
You're making this harder for me. Just go.
Dünyanın nasıl bir hale geleceğini bilmiyorsun.
You don't know what the world will become.
Ayın etrafında bir hale var.
There's a halo around the moon.
Sağlığı ve melankoli nöbetleri hayatını çekilmez bir hale getiriyordu.
Her health and fits of melancholy made her life seem not to be worth living.
Senin için hayatı kolay bir hale getirebilirim.
And i can make life a lot easier for you.
Toplantımız vasat bir hale gelemez. Farkettim.
I have noticed. Our meeting can't become mediocre.
Lorenzoda bir hale ve şeytan boynuzları var.
Lorenzo, a halo and devil's horns.
Senin için hayatı kolay bir hale getirebilirim.
I could make life a lot easier for you.
omuzlar ve muhtemelen bir de hale.
there's probably a halo.
Belki gelecek sefer daha ilginç bir hale getirebiliriz.
Maybe we can make it more interesting for you next time.
Saldırganlaşabilir ya da katatonik bir hale geçebilir.
She could become hostile or maybe even retreat into a catatonic state.
Daha iyi bir hale getirmek.
Make them better.
Bunu kalıcı bir hale getirebilirdik.
We could make it permanent.
Bunu acılı bir hale de getirebilirim, çok acılı bir hale de.
I can either make this painful… or quite painful.
Caleble işleri şuan olduğundan daha kötü bir hale getiremezdim.
I couldn't make things worse with Caleb if I tried.
Belki de bu anlaşmayı daha cazip bir hale getirebiliriz.
Perhaps we can make this arrangement more appealing.
Belki de bu anlaşmayı… daha cazip bir hale getirebiliriz.
Perhaps we can make these arrangements more appealing.
Sen dünyayı daha iyi bir hale getirebileceğine inanıyorsun.
You think you can make the world better.
Results: 158, Time: 0.0668

Bir hale in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English