BIR ROLÜM in English translation

role
rol
görev
part
yarı
kısmen
bir parçasi
kısmı
bir parçası
bölüm
rolü
dahil
tarafı
bölümünü

Examples of using Bir rolüm in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bu değişimde bir rolüm olmalıydı.
I wanted to have a part in changing it.
Hayatınızda benim de bir rolüm var.
I do have a part to play.
An2} Coen Kardeşlerin Büyük Lebowski filminde küçük bir rolüm var.
I have a very small role in the Coen Brothers new film"The Big Lebowski.
Ama artık gitmem gerek… çünkü bu hikayede… benim de bir rolüm var.
I, too, have role to play in this story.
Benim de kendi ailemde benzer bir rolüm vardı.
And I feel I had a very similar role in my own family.
Sıradaki nesle aynı silahları vermede bir rolüm olabilecekse.
The next generation the weapons- And if I can be a part of giving.
aynı sonuca varabilirdim… ama bana güvenmen gerek, benim bir rolüm yoktu.
I didn't have a role. And I might conclude the same thing if I was you.
Ve birçok kişi bunda bir rolüm olduğunu düşünüyor. Oeste korkunç bir şey yaşadı.
Oeste has gone through a terrible experience, and many people think that I'm involved.
Size sahip oldukları için çok şanslı olacaklar. Sıradaki nesle aynı silahları vermede bir rolüm olabilecekse.
The next generation the weapons… How lucky they will be to have you. And if I can be a part of giving.
Gelecek hafta bir rolde oynayacağım.
I have a role next week.
Hepinizin oynayacak bir rolü var.
You all have a part to play.
Senin bir rolün ve açık kuralların var.
You have a role, a clear set of rules.
Karım bir rolü gerçekten yaşayabilir.
My wife can really live a part.
Bugünkü nasıl bir roldü?
What kind of role was it today?
Ve Rendez-Vousda bizimle bir rolün var mı?
And you got a part in Rendez-Vous with us?
Oynayacak bir rolümüz var.
We recognize we have a role to play.
Eminim bu bir rolü ilk kaçırışın değildir.
I'm sure this isn't the first time you have missed out on a part.
Bu bir rolden ibaret değil.
This is more than just a role.
Bir rolü istemiştim.
I wanted this part.
Oynayacak bir rolümüz var.
We have a role to play. We recognize.
Results: 53, Time: 0.0247

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English