Examples of using Bir taraf in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Umarım kararımızda, kişisel bir taraf olmadığını anlarsın.
Bu üzerinde çalıştığım bir taraf projesi.
Boğazsının kesilmesinde komik bir taraf.
Benim hakkımda bir ahmak vermiyorsun Veya herhangi bir taraf hakkında.
Eskiden sende kuvvetli… bir taraf olduğunu düşünürdüm.
Ama benim için hikayesinde her daim farklı bir taraf vardı.
Artık sadece tek bir taraf var.
Ne yapıp yapmadığın konusunda bir taraf tutmuyoruz.
Kimin umurunda? mesele bir şakayı satabilmek. Mesele bir taraf tutmak değil.
Bir taraf eski meslektaşın David Whele öncülüğünde,
Kararlılık durumundaki gidişat ancak bir taraf yeterince acı çektiğinde gerçekleşir. Prensiplerinden ödün vermeye razı olduğunda.
Normalde böyle durumlarda bir taraf diğerinin hisselerini alır tabii ikiniz beraber oranın sahibi olmak istemezseniz.
Bir taraf bunu derken, diğer taraf
Bir taraf, kükrer veya gücünü gösterir… bir an önce durumu kontrolü altına almaya çalışır.
Böyle düşünmemem gerektiğini biliyorum; fakat insanlar ne zaman birbirlerine yaklaşsalar, bir taraf daha fazlasını bekler.
Bosnalı Sırplar BHye karşı sadakatlerini SCnin meşru ve kalıcı bir taraf olarak kabul edilmesi şartına bağlarken, Bosnalı Müslümanlar birleşik bir ülke talebiyle buna karşı çıkıyorlar.
Bir taraf gelir ve herkes eğlenceli… büyük bir sosyal etkinlikmiş gibi park yerinde toplaşırdı.
Bence bir taraf seçmeden önce Adelenin eski sevgilisinin şarkılarını duymayı beklemeliyiz.'' Adele de kim?
Yanlış taraftasın. Yanlış bir taraf olması mı gerekli?