FARKINDAYIZ in English translation

know
bilmek
haber
bilen
öğrenmek
biliyorum
bilirsin
tanıyorum
bilin
farkındayım
tanırım
are aware
farkında olmamız
bilmem
haberin olmayabilir
haberdar olmanız
dikkatli ol
biliyor
we realize
farkındayız
anlıyoruz
farkettik
we recognize
tanıyoruz
farkındayız
tanırız
kabul ediyoruz
we realise
farkındayız
diverge
ayrılıyor
farkındayız
is different
değişik
farklı
bambaşka
olsaydık her şey tarih kitaplarınızda olduğunu söylediklerinden farklı
olmasan ve sadece merak ediyorum belki arada bir fark
farklý olsa
matter
fark
var
mühim
önemli
madde
meselesi
konuyu
sorun
maddenin
olursa olsun

Examples of using Farkındayız in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bu oluşumun zaruri gerekliliğinin farkındayız.
We recognize the imperative need for this development.
Vahşi doğamızı bastırmak için çok şey yaptık. Bunun farkındayız.
We realize this, and we have done much to repress our violent nature.
Bu oluşumun kaçınılmaz gerekliliğinin farkındayız.
We recognize the imperative need for this development.
Parka olan yakınlığının farkındayız.
WE'RE AWARE OF THE PROXIMITY TO THE PARK.
Çünkü hepimiz benim en iyi olduğumun farkındayız.
Because everyone knows that I was the best.
Dünyayı görebiliyoruz, her şeyin farkındayız ama etkileşime geçemiyoruz.
We could see the world, we were aware of it, but we couldn't interact with it.
annenle ben her şeyin farkındayız.
your mother and I… have been aware.
Sizi temin ederim ki başarılı olacak. Hepimiz farkındayız.
I assure you he will succeed. He's aware of that, Comrade Khrushchev, we both are..
Biz bunun sıkıntı verdiğinin farkındayız ama kaybedecek zaman yok.
We realize it's an inconvenience, but time's of the essence.
Biz bunun farkındayız, ya siz?
And so, we understand, do you?
Bu sorunların farkındayız, Yarbay.
We're not unaware of the problems, Colonel.
Farkındayız, Yabanarısı.
We noticed, Wasp.
Vurulduğumuzun farkındayız ve geminizdeki herkesi tebrik ediyoruz.
We acknowledge the kill and congratulate all the fine men on your boat.
Fakat galiba hepimiz farkındayız ki bu sonsuza dek sürmeyecek.
But I suppose we all realize it may not last forever.
Hepimiz farkındayız, onun dışında.
Everyone sees that except him.
Günahkarlar olduğumuzun farkındayız. Kızgın Tanrının gözünde, zavallı.
We recognise that we are poor sinners in the hands of an angry God.
Piper da ben de bir ilişkiye böyle başlanmayacağının farkındayız.
Piper and i realize this is no way to start a relationship.
Bizi buraya'' o iyi'' demek için çağırmadığınızın farkındayız.
We realize you didn't call him in here to tell us he was fine.
Lisan gibi daha kavramsal olgularla biz bunun gayet farkındayız.
We're very aware of this in the form of more cognitive attributes, like language.
Sandıkın teknolojisinin içerdiği inanılmaz potansiyelin farkındayız.
We acknowledge the incredible potential of the technology of the Ark.
Results: 287, Time: 0.0391

Top dictionary queries

Turkish - English