WERE AWARE in Turkish translation

[w3ːr ə'weər]
[w3ːr ə'weər]
farkında olduğunu
bildiğiniz
to know
olduğunu bilenlerdik

Examples of using Were aware in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
stronger than me. neither my neighbors or parents were aware of this glorious brother, In the courtyard of my childhood home.
komşuların, ne de ailemin farkında olmadığı muhteşem kardeşim… benden daha iyi görünüşlü ve daha güçlüydü.
Incredible technology that they Nazis were aware of non-human of the existence of this had by the end of the war. The evidence that the technology is simply the fact.
Nazilerin dünya dışı teknolojilerin farkında olduklarının kanıtı, Açıkça, savaşın sonunda mevcut olan inanılmaz teknolojinin mevcudiyetidir.
If 16 people were aware of the mission, how can you be sure the defendant was the informant?
Madem görevi 16 kişi biliyordu… muhbirin zanlı olduğundan nasıl emin olabilirsiniz?
they knew that the Chinese were aware of their march.
kendi gücünün sınırlı olduğunun farkındaydı.
Apart from Wesley Conrad, of course. He's the last of Odin's sanctions that we were aware of.
Wesley Conrad dışında Odinin cezalandırdığını bildiğimiz son kişi o.
The study was done using supplements and researchers were aware of the epidemiological correlation between carotenoid-rich fruits
Bu çalışma vitamin takviyeleri üzerine yapılmış ve araştırmacılar karotenoidli meyve ve sebzelerin tüketimi
Galileo and his contemporaries were aware of this inadequacy because there are two daily high tides at Venice instead of one, about 12 hours apart.
Ancak Galileo ile çağdaşları bunun yanlış olduğunun farkındaydı, çünkü Venedikte 12 saat aralıkla günde bir yerine iki met meydana gelmekteydi.
The fourth-season finale was shot on location in London because the producers were aware of the series's popularity in the UK.
Yapımcıların dizinin Birleşik Krallıktaki popülerliğini farkında oldukları için dördüncü sezonun finalinin Londrada bir yerde çektiler.
At the beginning of your speech you were talking about the money creation in the US which you know a lot of people were aware of.
Konuşmanın başında hakkında konuşuyorduk. ABD para yaratma bir sürü insan olduğunu biliyorum. farkında.
And so I realized that Marilyn didn't just have appeal for men women were aware of the lost little girl inside of her and they reacted to that.
Fark ettim ki Marilyn sadece erkeklere hitap etmiyordu. Kadınlar onun içindeki kayıp küçük kızın farkındaydılar ve ona ilgi gösteriyorlardı.
According to Fyodorov, Finnish president Mauno Koivisto and Finnish foreign minister Paavo Väyrynen were aware of these unofficial discussions.
Fyodorova göre Finlandiya cumhurbaşkanı Mauno Koivisto ve Finlandiya Dışişleri Bakanı Paavo Väyrynen de, bu gayrıresmi görüşmelerden haberdardı.
When he didn't, they figured he was in trouble and that outside forces, namely the American government, were aware of their imminent warhead deal.
Haberdar edemedi tabii, arkadaşları başının belada olduğunu ve dışarıdaki Amerikan Devleti olarak adlandırılan güçlerin yakındaki savaş başlığı pazarlığından haberdar olduğunu çözmüşlerdir.
We were aware or felt that it was somewhat dangerous to be too closely associated to Malcolm.
Biz, Malcolmla çok yakınlaşmanın tehlikeli olacağının farkındaydık ya da böyle hissediyorduk.
As I'm sure some of you were aware, Henry was a little nervous about going trick-or-treating this year.
Bazılarınız Henrynin bu sene şeker mi şaka mı oynamaya gitmekte biraz gergin olduğunu biliyorsunuz.
According to reports by Turkish daily Taraf-- a strong critic of the military-- the Armed Forces were aware that the PKK was preparing to assault the Aktutun outpost on October 3rd.
Orduyu güçlü şekilde eleştiren Türk Taraf gazetesinde çıkan haberlere göre, Silahlı Kuvvetler PKKnın 3 Ekimde Aktütün karakoluna saldırı hazırlığı yaptığının farkındaydı.
Broken their secret military code and so were aware of the plan. What the Japanese did not know was that the Americans had successfully.
Japonlarin bilmedigi sey ise, Amerikalilarin;… gizli askeri sifrelerini basariyla kirmis, böylece planin farkinda olduklariydi.
Broken their secret military code and so were aware of the plan. What the Japanese did not know was that the Americans had successfully.
Japonların bilmediği şey ise, Amerikalıların;… gizli askeri şifrelerini başarıyla kırmış, böylece planın farkında olduklarıydı.
Or they were aware and did nothing? So the administration was either ignorant of the problems under their own roof?
Yönetim kendi bünyesindeki problemlerden ya bihaberdi ya da farkındaydı ve bir şey yapmadılar mı yani?
Maybe it's possible that extraterrestrials were aware of this location as an energy source, and ancient man left these depictions
Belki de, dünya dışından gelen varlıklar buranın bir enerji kaynağı olduğunun farkındaydı ve antik adam daha sonraları,
Only around half of those polled were aware that the EU's budget is determined jointly by member states and the EP, or that the parliament and member states have an equal role in making legislative decisions.
Ankete katılanların yalnızca yarısı, AB bütçesinin üye ülkeler ile APnin ortak kararı ile belirlendiğinin ya da parlamento ile üye ülkelerin, yasama ile ilgili kararlarda eşit rol oynadıklarının farkında.
Results: 58, Time: 0.0421

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish