Examples of using Farklı yönlere in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tamam, hepimiz farklı yönlere gideceğiz.
Üniversite hayatına alışmakta zorluklar çeker ve her biri farklı yönlere gitmeye başlayan arkadaşlarından da git gide uzaklaşır.
Yarın ayrılmalıyız. Farklı yönlere gider, buradan kurtulmaya çalışırız.
Suya düştükleri anda plastik ördekler onları çok farklı yönlere sürükleyecek olan bir dizi akıntı ağının tam ortasına denk gelmişlerdi.
Eğer farklı yönlere koşarsak, güvenli bir yere gitmek için yeterli bir süre kafası karışacak.
Harika. Şimdi farklı yönlere gitmeyi ve şu köşeyi dönünce, muhtemelen oralarda bir yerde olan en uç noktada tekrar buluşmayı öneriyorum.
kendini bir şeylerin tam ortasında hissediyorsun. Farklı yönlere itilip kakılıyorsun.
Mason… bence ikimiz farklı yönlere gideceğiz… kendi hayatlarımıza döneceğiz…
Katille bir başka adamın farklı yönlere doğru kaçtığını gördü. Acquilla Clemons.
bazen memeleri farklı yönlere bakıyordu.
diğer iki generale bağlı birlikler burada iki gruba ayrılacak ve farklı yönlere gidecekler.
Kuantum cehenneminde, gezegenler ve diğer gök cisimleri… farklı yönlere çekilip parçalanırlar.
kesme girişimleri yapılır ve erkekler onu kalabalığın içinde hareket ettirdikçe vücudu farklı yönlere çekilir.
Farklı yönlere giden iki grup var ve yollarını bilen tek bir kişi var?
geciktiler yeni bir Merkez yüzü için farklı yönlere başvurmalıyız.
İnsanlar ayrılırlar; çünkü biri diğerini hayal kırıklığına uğratıyordur. Veya artık farklı yönlere gitmek istiyorlardır.
İtalya ve Rusya 1916 yılında Almanları farklı yönlere çekecek bir plan üzerinde anlaştılar.
Ama yıkıntının iki farklı tarafındalardı. Her biri farklı yönlere akıntıya kapılmışlardı.
Bunların hepsi rahme düşüşünüzün ilk üç ayında'' X'' ve'' Y''… kromozomlarınızın bölünüp farklı yönlere gitmesinden;
İki insan yanlarında eşit iki atomik saatle, farklı yönlere gitseler veya yakın otursalar