KARŞILAŞAN in English translation

encountered
karşılaşma
kavuşmayı
met
tanış
buluşuruz
karşılamak
görüşmek
buluş
karşınızda
facing
surat
yüz
yüzleşmek
karşısında
across
boyunca
karşı
diğer ucunda
karşı tarafında
genişliğinde
against
karşı
aleyhine
karşı karşıya
encounter
karşılaşma
kavuşmayı
meets
tanış
buluşuruz
karşılamak
görüşmek
buluş
karşınızda
faced
surat
yüz
yüzleşmek
karşısında
encountering
karşılaşma
kavuşmayı
meet
tanış
buluşuruz
karşılamak
görüşmek
buluş
karşınızda
encounters
karşılaşma
kavuşmayı
meeting
tanış
buluşuruz
karşılamak
görüşmek
buluş
karşınızda
face
surat
yüz
yüzleşmek
karşısında

Examples of using Karşılaşan in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Öbür tarafta karşılaşan iki insan gibi konuşabiliriz.
We can talk like two people who meet on the other side.
Doktorla karşılaşan her kadın ona farklı bir biçimde âşık oluyor.
Every woman who encounters the Doctor is in love with him in a different way.
Dört asırdır avcı-toplayıcı topluluklarla karşılaşan… kaşiflerin ve antropologların anlattıklarından.
Across four centuries. encountering surviving hunter-gatherer societies From the accounts of explorers and anthropologists.
Seninle karşılaşan hemen hemen herkes seni öldürmeye çalışıyor.
Almost everybody that meets you wants to kill you.
Korkmuştu. Seninle karşılaşan insanlar için normal değil mi bu?
He was scared. Isn't that normal for when people meet you?
MHB ile karşılaşan temas ekipleri….
Contact teams meeting an Unknown Life Form or ULF.
Grubunun yanında eski bir konferans arkadaşıyla karşılaşan başbakan Churchill var.
Next to join the group is Prime Minister Churchill who meets an old conference friend.
Bu tarz şeylerle karşılaşan ve kaybeden birçok çift gördüm.
I have seen a lot of couples face this sort of thing and lose.
Nasıl oluyor da şu anda seninle karşılaşan sadece ben oluyorum?
How is it that I'm only just now meeting you?
Her gün imkânsızlıklarla karşılaşan bir adam var karşında..
You're looking at a man who faces the impossible every day.
A noktasından B noktasına giderken zorluklarla karşılaşan insanlar tarafından.
PEOPLE WHO FACE CHALLENGES AS THEY GET FROM POlNT A TO POlNT B.
Arada karşılaşan iki kişi. Evet.
Yes. Two people meeting between the acts.
Arada karşılaşan iki kişi.
Two people meeting between the acts.
Aslanla karşılaşan bülbülün değeri var mı?
What's a nightingale worth, compared to a lion?
Evet. Arada karşılaşan iki kişi.
Yes. Two people meeting between the acts.
Bu tür bir durumla karşılaşan başka bir ekip yok.
No other teams reporting that they have encountered this.
Ejderha öldürmüş biriyle karşılaşan herkes önce durup düşünür.
To meet a man who slew a dragon single-handed would give anyone a pause for thought.
Seninle karşılaşan….
Having met you….
Seninle karşılaşan herkes,'' İyi günler Ognjenka nene!
And everyone is gonna greet you with"Good day grandma Ognjenka!
Son zamanlarda Drakhlarla karşılaşan ırklardan hikayeler duyduk.
Lately we have heard rumors stories from other races who have encountered the Drakh.
Results: 151, Time: 0.0309

Top dictionary queries

Turkish - English