Examples of using Karşılaşan in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Öbür tarafta karşılaşan iki insan gibi konuşabiliriz.
Doktorla karşılaşan her kadın ona farklı bir biçimde âşık oluyor.
Dört asırdır avcı-toplayıcı topluluklarla karşılaşan… kaşiflerin ve antropologların anlattıklarından.
Seninle karşılaşan hemen hemen herkes seni öldürmeye çalışıyor.
Korkmuştu. Seninle karşılaşan insanlar için normal değil mi bu?
MHB ile karşılaşan temas ekipleri….
Grubunun yanında eski bir konferans arkadaşıyla karşılaşan başbakan Churchill var.
Bu tarz şeylerle karşılaşan ve kaybeden birçok çift gördüm.
Nasıl oluyor da şu anda seninle karşılaşan sadece ben oluyorum?
Her gün imkânsızlıklarla karşılaşan bir adam var karşında. .
A noktasından B noktasına giderken zorluklarla karşılaşan insanlar tarafından.
Arada karşılaşan iki kişi. Evet.
Arada karşılaşan iki kişi.
Aslanla karşılaşan bülbülün değeri var mı?
Evet. Arada karşılaşan iki kişi.
Bu tür bir durumla karşılaşan başka bir ekip yok.
Ejderha öldürmüş biriyle karşılaşan herkes önce durup düşünür.
Seninle karşılaşan….
Seninle karşılaşan herkes,'' İyi günler Ognjenka nene!
Son zamanlarda Drakhlarla karşılaşan ırklardan hikayeler duyduk.