Examples of using Senin gitmene in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Senin gitmene izin veremem. Oh, hayır.
Senin gitmene izin veremem. Oh, hayır.
Senin gitmene izin veremeyiz.
Artık senin gitmene alıştım sayılır.
Yalnız bırakacağını söyle… ben de senin gitmene izin vereyim.
Senin gitmene nasıl izin veririm kötü şeylerin olacağını bu kadar iyi bilirken?
Her ne kadar senin gitmene izin vermeleri gerektiyse de bütün orduyu orada tutmadıkları için akıllılık ettiler.
Dövüşmek istemzsen, senin gitmene izin veririm, ama bayanlar kalır, ve onlar senin başıma açtığın belanın karşılığını öderler.
Tabiki. neden buraya gelidğini öğrenmeden senin gitmene izin vermeyebilirim.
Belki sen buradan gitmeye hazır olabilirsin… ama senin gitmene hazır olduğumu sanmıyorum.
İyi bir vicdan sahibi, seven bir insan olarak senin gitmene gerçekten izin veremem.
o, senin gitmene izin verdi.
Pekâlâ, eğer senin gitmene izin verirsem günah işlemeye bir son verecek misin?
™ª Bütün bu zaman ♪ Senin gitmene izin vermezdim. ♪ Ve şimdi seni tuttuğum aynı zincirler ♪ Benim ruhumu da tutuyor ♪ Seni kandırdım, sana hayat verdim ♪ Seni ateşten dışarı sürükledim ♪ Ve şimdi beni yere devirdin.
ben de senin gitmene izin vereyim.'' dedi?
Senin gitmene gerek yok.
Senin gitmene izin vermeliyim.
Senin gitmene gerek yok.
Senin gitmene izin verdiğimi.