SORUNLARININ in English translation

problems
sıkıntı
sorun
sorunum
derdim
issues
konu
problem
ilgili
sorun
meselesi
sorununu
sayısı
sayı
troubles
dert
sıkıntı
problem
sorun
bela
sorunlar
zahmetten
başın derde
zorlanıyorum
rahatsız
has
var
sahip
hiç
daha
beri
zaten
yok
üzerinde
ilgili
zaman
problem
sıkıntı
sorun
sorunum
derdim
complications
komplikasyon
bir sorun
bir karışıklık
karmaşa
bir sorunumuz
durumuna komplikasyon
bir karmaşıklık

Examples of using Sorunlarının in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Carterin sorunlarının sizinle bir ilgisi yok.
Carter's problems have nothing to do with you.
Sorunlarının sebebi ben değilim.
I did not cause your problems.
İşte sorunlarının kaynağı burası.
There is the source of your troubles.
Senin bütün sorunlarının minik olduğunu tahmin ediyorum.
I'm assuming all your situations are teensy.
Sorunlarının nedeni astigmat olman. -Yani ne demek oluyor?
You have got a small stigmatism that's causing all the problems.
Tüm sorunlarının çözümü.
The answer to all of our problems.
Bütün sorunlarının en büyüğü kendini sevmemen ve kendine bakmamandı.
All the issues you had, the biggest was your lack of self-love and self-care.
Bütün sorunlarının en büyüğü kendini sevmemen ve kendine bakmamandı.
All the issues you had, the biggest was your lack of self- love and self- care.
Şu anki sorunlarının çaresi ben değilim, Ethan.
I'm not your answer… right now, Ethan.
Sorunlarının çözümü değilim ben.
I'm not a solution to your problems.
Hey! Sorunlarının olduğunu mu sanıyorsun?
Hey! You think you have got problems?
Bütün sorunlarının yanıtı.
The answer to all your problems.
Bütün sorunlarının çözümü!
The answer to all your problems.
Ancak sorunlarının nereden kaynaklandığını söylemek zor.
But it's hard to say where your problem stems from.
Ben Cinsiyet Sorunlarının yeni müdürüyüm.
I'm the new Head of Gender Affairs.
İşte sorunlarının kaynağı burası.
There is the source of your problems.
Harvey Dentin şu anki sorunlarının sorumlusu olduğunu hissediyor musun?
Does it make you feel responsible for Harvey Dent's current predicament?
Tüm sorunlarının kaynağı benim.
I'm the source of all your problems.
Sorunlarının olduğu zamanlarda arkadaşlarına yardım etmelisin.
You should help your friends when they're in trouble.
Şunu bilmen gerekir ki ben, sorunlarının çözücüsü değilim.
You ought to know… I'm not an equalizer for your troubles.
Results: 252, Time: 0.0383

Top dictionary queries

Turkish - English