Примери за използване на Hep на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Hep beraber diyete girdik. Karım bulmuş.
Neden hep tanıştığın kızlar için mantıksız işler yaptığımızı sorabilir miyim?
Hep bir yerlere gidiyorsunuz, efendim, değil mi?
Yaşımdayken New Yorka taşındıktan sonra annem beni hep buraya getirirdi.
Eğer hep birlikteysek…''''… neden yolculuğumuzda korku hissediyoruz?''.
Besiktas iyi durumda ama 2-3 arası gidiyolar hep.
Ben ailemle kendi evimde olaktım ve hep seni ziyarete gelecektim.
Onu engelleyen, mutsuz eden birileri hep vardır.
Sanırım bu bütün zamanımızı hep senin evinde geçirdiğimiz için oluyor.
Ama ortada köpek olmasa bile hep havlamalar duyarım ben.
Hiç bir şeyler yapmıyoruz ve sen hep depresifsin,!
Ben de yasaların insanlar tarafından yapıldığına ve insanların hep yanıldığına inanıyorum.
Hatırlamak mı? Tanrım, sen uyuduktan sonra biz hep oynaşırdık.
Derinleri, karanlığı araştırırdı. Hep bilgi peşindeydi.
Annem bana:'' Kalçanı kıvır ve hep onun adını söyle.
Bay Grover, biz Hintliler hep böyleyiz.
Elde edemediğim tek şeyin arayışı içinde oldum hep!
Çok neşeliyim, zenginim ve hep başım dertte.
Anjali ve ben arkadaşız, hep.
Babam gölde öldürülene kadar buraya hep gelirdik.