AIN'T EVEN in Turkish translation

• bile değil
• değil ki
• bile değilsin
• bile değilim
• bile değildir
• bile değil değil

Examples of using Ain't even in English and their translations into Turkish

Ain't even gray, but she buries her baby♪.
Gri bile değil çünkü gömüyor bebeğini.

You ain't even from the West!
Sen Batılı bile değilsin.

I ain't even 21.
Ben 21 yaşımda bile değilim.

All right. That probably ain't even a real nigga.
Tamam. Gerçek birisi bile değildir.

Matter of fact, it ain't even hot to me.
Aslında burası benim için sıcak bile değil.

You ain't even a cop anymore!
Sen artık polis bile değilsin!

I ain't even from this planet.
Ben bu gezegenden bile değilim.

That probably ain't even a real nigga. All right.
Tamam. Gerçek birisi bile değildir.

Without Stubby, your prospect ain't even a real prospect.
Stubby olmadan. Çaylağın gerçek bir çaylak bile değil.

You ain't even a Robert"Deadford.
Sen bir Robert'' Deadford'' bile değilsin.

I ain't even Chinese.
Ben Çinli bile değilim.

She tells me he's in the river and he ain't even wet.
Bana nehre girdiğini söyledi ama ıslak bile değil.

You ain't even Italian.
Sen italyan bile değilsin.

I ain't even a businessman.
Ben bir iş adamı bile değilim.

And that dung hole they call a yard ain't even a real yard.
Avlu dedikleri o bok çukuru da gerçek bir avlu bile değil.

You ain't even a full-time thief.
Sen full-time çalışan bir hırsız bile değilsin.

I ain't even married.
Ben evli bile değilim.

Six cases of Nyquil and it ain't even cold season.
Kutu NyQuil, ve kış mevsimi bile değil.

Kate, you ain't even a Mormon.
Kate, sen bir Mormon bile değilsin.

You got me. I ain't even married.
Beni yakaladın. Ben evli bile değilim.