COMPLEMENTARY in Turkish translation

[ˌkɒmpli'mentri]
[ˌkɒmpli'mentri]
tamamlayıcı
complementary
integral
supplemental
collateral
supplementary
utilize
complete
üstün
superior
supreme
outstanding
mighty
superiority
dominant
prevail
advantage
majestic
uppermost
komplementer
complementary
birbirini tamamlayan
arkadaşlarınızın değerli yardımlarıyla üstün
bütünleyici

Examples of using Complementary in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Also proposed is a‘Ping Pong' mechanism wherein primary piRNAs recognise their complementary targets and cause the recruitment of piwi proteins.
Ayrıca birincil piRNAlarda tamamlayıcı hedeflerini tanıyan ve piwi proteinlerinin alınmasına neden olan bir Ping Pong mekanizması önerildi.
Kriva Palanka and upgraded the complementary project of RILA and Kochani.
RILA ve Kochani, tamamlayıcı projesini bir üst düzeye taşımıştır.
They can be considered as complementary, and are sometimes provided in combination and by the same facilities.
Bunlar birbirini bütünleyici olarak ele alınabilmekte ve bazen birlikte ve aynı hizmet birimleri tarafından sunulmaktadır.
The complementary method does not change the temperature of the anvils
Ttamamlayıcı yöntem contaları sıcaklığını değiştirmek ve örnek odası
This is more a question of articulating and combining various sources of information and funding, to identify where the gaps are, and to look for potential complementary solutions.
Bu husus daha ziyade, noksanların nerede olduğunu bulmak ve tamamlayıcı nitelikteki potansiyel çözümler aramak için çeşitli bilgi ve finansman kaynaklarının eklemlenmesi ve birleştirilmesi sorunudur.
The EU has been reluctant to portray South Stream as a competitor of Nabucco, instead saying the two are"complementary.
AB, Güney Akımını Nabucconun rakibi görmekten çok ikisinin'' birbirini tamamlayıcı'' olduğunu söylüyor.
the client IDE tools, and several complementary systems that are packaged with SQL Server 2005.
IDE araçlarını ve tamamlayıcı başka sistemleri içeren SQL Server 2005 piyasaya sunuldu.
which interact with complementary mRNA molecules and inhibit their expression.
bu moleküller, komplemanter mRNA molekülleri ile etkileşerek onların ifadesini engelleyebilirler.
The crux of the complementary behavior is the question:"What information exists- embedded in the constituents of the universe- that can reveal the history of the signal particles as they pass through the double slit?
Tamamlayıcı davranışın özünün şu soru teşkil etmektedir: Mevcut bilgilerin ortaya koyduğu şey''- evrenin bileşenlerinin içine aldığı-,“ çift yarıktan geçerken sinyal gelişim aşamalarını ortaya çıkaran şey ne?”?
Complementary, contrasting colors of Neo-impressionism are used to bring intensity to the work:
Yeni izlenimciliğin kontrast tamamlayıcı renkleri resme yoğunluk katmıştır:
For example, in transcription, when a cell uses the information in a gene, the DNA sequence is copied into a complementary RNA sequence through the attraction between the DNA
Örneğin, transkripsiyon sırasında bir DNA dizisinin ona komplementer bir RNA dizisi olarak kopyalanması,
the presence and abundance of the complementary receptor on the cell surface,
hücre yüzeyindeki tamamlayıcı reseptörün çokluğuna
RNA oligonucleotide that has a sequence complementary to either gene or an mRNA transcript.
onun mRNA transkriptine komplementer dizisi olan kısa bir DNA ya da RNA( oligonükleotid) gibi bir reaktifin kullanılmasıdır.
In 2011, the International Campaign to Ban Landmines(ICBL) and Cluster Munition Coalition(CMC) merged into one unified structure, now known as the ICBL-CMC, in order to realize operational efficiencies and reinforce complementary work.
De, Kara Mayınlarının Yasaklanması için Uluslararası Kampanya( ICBL) ve Misket Bombaları Koalisyonu( CMC) işletimsel verimliliği gerçekleştirmek ve tamamlayıcı çalışmaları güçlendirmek amacıyla bir araya gelerek şu an ICBL-CMC olarak bilinen bir bünyede toplandı.
aiming to restore the harmony of opposing but complementary forces, known in China as yin and yang.
vücut dengesinin karşıt ama tamamlayıcı güçlerini de onarmak için inanılmaz genişlikte bitki, hayvan ve mineral türlerinden faydalanıyor.
told SETimes that cross-regional programmes are complementary to individual national programmes.
bölgeler-arası programların, münferit ulusal programlara tamamlayıcı nitelikte olduğunu kaydetti.
circular(~6 kilobases in length): the minor chromosome is linear(~1 kilobase in length) and complementary to part of the major chromosome.
küçük kromozom doğrusaldır( ~1 kilobaz uzunluğunda) ve ana kromozomun tamamlayıcısıdır. Spiravirüsler üyeleri arkeleri enfekte ederler.
Complementary colors.
Tamamlayıcı renkler.
One is about complementary probability.
Bunlardan bir tanesi tamamlayıcı olasılık hakkındaydı.
You recognized the complementary base pair.
Tamamlayıcı temel çiftleri tanıdın.
Results: 209, Time: 0.0562

Top dictionary queries

English - Turkish