CRACKING in Turkish translation

['krækiŋ]
['krækiŋ]
kırmak
break
to hurt
to offend
smash
crack
bust
hacking
to snap
çözmeye
to solve
to figure out
to resolve
out
to crack
untie
to decipher
to decode
to settle
to work out
çatlak
crazy
crack
fracture
loco
nutty
freak
lunatic
nutter
loony
psycho
çözüyorsun
solve
cracking
you're taking
are you untying
çatırdıyor
kırmaya
break
to hurt
to offend
smash
crack
bust
hacking
to snap
çatlama
kırmadan
break
to hurt
to offend
smash
crack
bust
hacking
to snap
çözmek
to solve
to figure out
to resolve
out
to crack
untie
to decipher
to decode
to settle
to work out
çatlatıp
kırmaktan
break
to hurt
to offend
smash
crack
bust
hacking
to snap
çatlayan

Examples of using Cracking in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Just listen for the sound of cracking skulls.
Kafataslarının çatlama sesini dinleyin sadece.
I'm still working on cracking the new failsafe code.
Hâlâ yeni hata koruma kodunu kırmaya çalışıyorum.
The NSA is working on cracking the password.
Ulusal Güvenlik, bitcoin hesabı için parolayı çözmeye çalışıyor.
No cracking mirrors tonight, Victor.
Bu akşam aynaları kırmak yok Victor.
For real, I hear… noises like cracking.
Gerçekten, çatlama gibi sesler duyuyorum.
Removing the metal plate will be like removing half an eggshell without cracking the rest of the shell.
Metal plağı çıkarmak yumurta kabuğunun kalanını kırmadan yarısını çıkarmaya benzer.
The CAG had better start cracking some heads.
HEK birilerinin kafasını kırmaya başlamalı.
The NSA is working on cracking the password to the bitcoin wallet.
Ulusal Güvenlik, bitcoin hesabı için parolayı çözmeye çalışıyor.
Cracking Langley's encryption won't be a problem.
Çözmek sorun olmaz. Langleyin kodlamasını.
Actually it's more dangerous if there's no cracking sound.
Aslında çatlama sesi çıkmazsa daha tehlikelidir.
Well, can't make an omelet without cracking a few eggs.
Şey. Bir kaç yumurta kırmadan omlet yapamazsın.
That's when the cops arrived, started cracking skulls.
Sonra polisler geldi ve kafa kırmaya başladılar.
Hunter, focus on cracking the password on Christine's recorder.
Hunter. Christinein kayıt cihazının şifresini çözmeye odaklan.
About nate cracking under pressure.
Sanırım baskı altında çatlayan Nate hakkında kaygılanmamıza gerek yok.
Now it's about cracking Eddie.
Şimdi yapman gereken Eddieyi çözmek.
Just tell me when to start cracking skulls, kid. Professionally.
Profesyonelce. Sadece ne zaman yapmam gerektiğini söyle kafataslarını kırmaya başla evlat.
I Guess We Don't He To Worry About Nate Cracking Under Pressure.
Sanırım baskı altında çatlayan Nate hakkında kaygılanmamıza gerek yok.
Crack… crack… Cracking the case.
Davayı çözüyorum. Çözmekçözmek..
Professionally. Just tell me when to start cracking skulls, kid.
Profesyonelce. Sadece ne zaman yapmam gerektiğini söyle kafataslarını kırmaya başla evlat.
I'm still working on cracking the new failsafe code. Alright.
Hâlâ yeni hata koruma kodunu kırmaya çalışıyorum. Pekâlâ.
Results: 160, Time: 0.0547

Top dictionary queries

English - Turkish