FLAIR in Turkish translation

• flair
• yetenek
• rozetim
• kabiliyetim
• yeteneği
• yeteneğin
• yetenekli

Examples of using Flair in English and their translations into Turkish

Flair for the dramatic.
Dramatik için yetenek.

Carol has a flair for drama.
Carolun drama yeteneği vardır.

I see you still have a flair for the theater, Zharkov.
Bakıyorum da hâlâ tiyatro yeteneğin var, Zharkov.

They all have that flair.
Hepsinde bu yetenek var.

he has personality and flair.
seni tasdikliyorum kişiliği ve yeteneği var.

You always had mathematical flair.
Matematiğe hep yeteneğin vardı.

No offense, but your choir has no flair.
Alınma ama, koronda hiç yetenek yok.

Tom has a flair for languages.
Tomun diller için yeteneği var.

For terrorists, they sure have a flair for PR.
Terörist olmak için halkla ilişkiler yeteneğin olmalı.

Have a flair for the creative. You see, it turns out the psychiatric patients.
Görüyorsun, psikiyatri hastası çıkıyor yaratıcı için bir yetenek vardı.

Ruby Jean has got a flair for drama.
Ruby Jeanin drama için yeteneği var.

But they lack flair.
Ama yetenekleri az.

My wife always Said I had a flair For the dramatic.
Eşim hep drama yeteneğim olduğunu söylerdi.

Look at me, I have flair!
Bana bak, benim yeteneğim var!

Your species… has brutal flair.
Türün… ölümcül yeteneklere sahip.

They have no flair for business.
İş için kabiliyetleri yok.

I do not have a flair for business!
Ticari bir yeteneğim yok!

You gotta show a Little bit more flair.
Biraz daha şık olman lazım.

Ric Flair was the first
Tranmere Rovers ise ilk

You had flair back then, child.
O zamanlar özel yeteneklerin vardı, çocuğum.