HOOLIGANS in Turkish translation

['huːligənz]
['huːligənz]
holiganlar
hooligan
serseri
punk
bum
rascal
tramp
stray
jerk
rogue
thug
vagabond
lowlife
fanatikleri
fanatical
fan
zealot
diehard
die-hard
fanaticism
kabadayı
bully
rowdy
tough
badass
hood
hoodlum
ruffian
hooligans
rapscallion
holiganları
hooligan
holigan
hooligan
holiganların
hooligan
serseriler
punk
bum
rascal
tramp
stray
jerk
rogue
thug
vagabond
lowlife
serserileri
punk
bum
rascal
tramp
stray
jerk
rogue
thug
vagabond
lowlife
fanatikler
fanatical
fan
zealot
diehard
die-hard
fanaticism

Examples of using Hooligans in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Every hooligans wears one.
Her holigan giyer bunu.
Rest assured, I will find the hooligans who defaced our school in this manner.
Bu şekilde okulumuzu bozan serserileri bulacağıma, emin olabilirsiniz.
You know what would have happened, if other hooligans heard Eryk was messing with the scores?
Diğer holiganlar Erykin sonuçlarla oynadığını duysa ne olurdu?
You hooligans.
You're letting the hooligans in!
Holiganların girmesine izin veriyorsun!
Soccer hooligans, brawls at games, death threats.
Futbol holiganları, oyun sonrası kavgaları, ölüm tehditleri.
Perhaps these two hooligans would like to have a pee party right here!
Belki de bu iki holigan, burada bir sidik partisi verebilirler!
Our job is to catch these hooligans and pinch them.
Bizim görevimiz bu serserileri yakalamak… ve onları, C Birliği ve bizim aramızda sıkıştırmak.
Cigarette butts all over, and hooligans. Order!
Sigara izmaritleri ve fanatikler! Emir!
Sean, those hooligans are in the park again.- Yes.- No.
Evet.- Hayır. Sean o holiganlar gene parktalar.
Soccer hooligans, uh, brawls at games, death threats.
Futbol holiganları, oyun sonrası kavgaları, ölüm tehditleri.
Not hooligans.
Ama holiganların değil.
Perhaps these two hooligans would like to have a pee party right here!
Belki de bu iki holigan bu mahkeme salonunda işeme partisi vermek ister!
He sang for hooligans, for soldiers and policemen.
Fanatikler, askerler ve polisler için şarkı söyledi.
You should be looking for those hooligans he had hanging around.
Etrafta dolanan şu serserileri aramanız gerekiyor.
Always those hooligans.
Hep şu serseriler.
Sean, those hooligans are in the park again.- Yes.- No.
Hayır.- Evet. Sean o holiganlar yine parktalar.
That must be quite a job, keeping those hooligans in line.
O holiganları yerinde tutmak zor bir iş olmalı.
I want to know how the hooligans get their money.
Holiganların parayı nereden bulduklarını öğrenmek istiyorum.
Behaving like hooligans!
Holigan gibisin!
Results: 228, Time: 0.0644

Top dictionary queries

English - Turkish