Examples of using Improving in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
No, the real surprise is you're actually improving!
Hayır, asıl şaşırtıcı olan, gerçekten de gelişiyor olman!continually improving on our equipment and technique.
What about improving the life we have?
These are"the main conditions for improving Albania's situation", Berisha said.
Matthew's improving.
Matthew düzeliyor.I-I think she's… definitely improving. Yes.
Bence o… kesinlikle gelişiyor.- Evet.Your test results were improving too regularly and too quickly.
Improving use of air quality information via multi-media, user-friendly, interactive services.
Multimedya, kullanıcı dostu ve etkileşimli hizmetlerle hava kalitesi bilgilerinin kullanımını geliştirerek.It's China there, moving against better health there, improving there.
Burası Çin. Burada daha iyi bir sağlığa doğru ilerliyor ve burada düzeliyor.Hey, your Horse's Stance is improving.
Oldu. Hey, At Duruşun gelişiyor.You're not the only one improving yourself.
It's sugar. Your test results were improving too regularly and too quickly.
Test sonuçların çok düzenli ve çabuk… ilerliyordu. Şekerler.Improving awareness of these issues via workshops with a broad range of stakeholders.
Geniş kapsamda tarafların yer aldığı çalıştaylarla bu sorunlarla ilgili farkındalığı geliştirerek.Matthew's improving. Something you want to tell me?
Bir şey mi söylemeye çalışıyorsun? Matthew düzeliyor.No, the real surprise is that you may actually be improving.
Hayır, asıl şaşırtıcı olan, gerçekten de gelişiyor olman!You're not the only one improving yourself.
Kendini geliştiren sadece sen değilsin.Improving diplomatic ties with the Governor of Suzhou.
Something you wanna tell me? matthew's improving.
Bir şey mi söylemeye çalışıyorsun? Matthew düzeliyor.I-I think she's… definitely improving.
Bence o kesinlikle gelişiyor.power consumption improving of the CMOS ring-oscillator.
güç tüketimini geliştiren bazı yöntemleri açıklar.
