PRETTY BORING in Turkish translation

['priti 'bɔːriŋ]
['priti 'bɔːriŋ]
çok sıkıcı
is boring
very boring
really boring
too boring
very dull
pretty boring
's terribly dull
so dull
very pedestrian
very tedious
oldukça sıkıcı
pretty boring
rather boring
it's quite boring
is quite dull
pretty dull
very boring
are being really lame
very dull
's rather dull
's really boring
çok sıkıcıdır
is boring
very boring
really boring
too boring
very dull
pretty boring
's terribly dull
so dull
very pedestrian
very tedious

Examples of using Pretty boring in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Having overwhelming strength is pretty boring.
Ezici bir gücünün olması oldukça sıkıcıdır.
Pretty boring, actually.
Aslına bakarsan oldukça sıkıcıydı.
Pretty boring, actually.
Gayet sıkıcıydı aslında.
That sounds pretty boring and wussy, don't you think?
Bu kulaga oldukça sikici geliyor. Sence de öyle degil mi?
Pretty boring, huh?
Çok sıkıcı değil mi?
Gets pretty boring around here too.
Buralar da epey sıkıcı olmaya başladı.
More like pretty boring.
Daha çok tatlı sıkıcı gibi.
Pretty boring, actually.
Aslında oldukça sıkıcıydı.
Yeah. Pretty boring, I guess.
Bayağı sıkıcıydı denebilir. Evet.
Pretty boring, I guess. Yeah.
Bayağı sıkıcıydı denebilir. Evet.
Pretty boring, actually.
Gayet sikiciydi aslinda.
Pretty boring, actυally.-Your dinner party?
Çok sıkıcıydı aslında.- Yemek partiniz?
Must seem pretty boring after Philadelphia.
Philadelphiadan sonra bayağı sıkıcı olmalı.
You seem like a pretty boring dude.
Epey sıkıcı birine benziyorsun.
I know it sounds pretty boring, but actually, he does some pretty cool stuff.
Epey sıkıcı geliyor ama aslında oldukça ilginç şeyler yapıyor.
But without the lights, it gets pretty boring.
Ancak ışıklar olmadan da çok sıkıcıydı.
but Drink-ems seems pretty boring to me.
İç-ems bana çok sıkıcı göründü, H-2-akım gibi değil.
Pretty boring, actually… but to hear them you would think it was a matter of life and death.
Aslında oldukça sıkıcı… ancak bunları duymak ölüm ve yaşamla ilgili bir mesele olduğunu düşündürdü.
What the-- but Drink-ems seems pretty boring to me, I don't know about y'all, not like H-2-flow.
Sizleri bilmem, ama İç-ems bana çok sıkıcı göründü, H-2-akım gibi değil.
a funny black friend, things get pretty boring.
komik bir siyah arkadaşın yoksa ortam çok sıkıcı oluyor.
Results: 56, Time: 0.0642

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish